Emirdağ Lâhikası | Mektup 402 | 506
(505-506)

Sonra binden fazla gençler, Ankara ve sâir vilâyetlerin mekteblerinde ondan vatan, millet, ahlâk cihetinde istifade ettikleri ve hiç kimse zarar görmediği halde, birden hiç bir medâr-ı mes’uliyet olmayan bir-iki kelimeye yanlış ma’na vermek, meselâ “Gençlik Rehberi” nâmını vermekle bir suç mevzuu yapmışlar.

Biri de müellifi tab’ etmemiş, kendi biçâre hasta yatağında iken, gençler tab’ ettikleri halde, şahsî nüfuz te’mini için yazılmış diye, suç mevzuu yapıp tab’ edene değil de, müellifini ağır cezaya vermek, hem zorla oraya celbetmek, halbuki on beş sene evvel yazılmış ve af kanunu ve mürur-u zamanı, hem beraati görmüş, öyle ise bütün bütün kanunsuz olarak, bir garaza binaen müellifine bu kadar musırrane ilişiyorlar.

Ben de diyorum ki: On vecihle kanunsuz, bu kadar musırrane, hastalığım zamanında iktidarım harici beni mahkemeye vermenin sebebi, Rehber’in vatana, millete, âsâyişe pek büyük faydası olduğu için, anarşilik ve dinsizlik hesabına ilişiyorlar diye ihtimal veriyorum.

Şimdi bu kanun nâmına garazkârane kanunsuzluk hesabına beni cebren, zorla İstanbul’a mahkemeye sevketmekte, benim çok ihtiyarlık, za’fiyetim ve zehirli şiddetli hastalığım kat’iyyen tıbben, fennen mazeret-i kat’i olduğu gibi, dört def’a o noktadan rapor alıp, onlara gönderdiğimiz halde, yine ısrarla beni zorlamakta olduklarından, pek şiddetli ruhuma dokunmuş, daha benim mahkeme ve idare huzurunda konuşmak iktidarım haricindedir. Konuşsam da vatan, millet ve âsâyişe zarar vermek fikriyle çalışan ve beni hilaf-ı kanun muhakeme edenlerin yüzüne vurmaya mecbûr olacağım. Daha bu kadar zulme tahammül edemiyeceğim. Bu ise ehemmiyetli başka bir nevi hastalıktır. Hem vatana bu ma’nevî hastalık, zarar vermek ihtimali var.

Şimdi Heyet-i Sıhhiye’den ricam, beni tanıyanlar ve benimle yakından alâkadar olanlar ve hizmet edenler biliyorlar ki, gizli düşmanlarım müteaddid def’adır beni zehirliyorlar. Tegaddi edemiyorum. Hattâ hizmetçimle beş dakikadan fazla konuşamıyorum.

Hem başımda şiddetli ve devamlı nezle ve bir gözüm o nezleden ağrıyor ve akıyor. Müzmin kulunç ve şiddetli sancı ile hastayım.

Hem yirmi sekiz sene gurbette kaldığımdan ve başkalarının muavenetini kabûl etmediğimden pek zarurette yaşadığım için za’fiyet fazladır. Hattâ zorla merdivenden çıkıyorum. Zaruret-i kat’i olmazsa beş dakika konuşamıyorum, yoruluyorum.

Səs yoxdur