Emirdağ Lâhikası | Mektup 435 | 561
(561-561)

Mübârek bir kısım zîruhlarda hiss-i kablel-vuku’ olduğu gibi, ma’sûm çocukların bir hiss-i kablelvuku’ ile Risâle-i Nur’un onlara dünyevî, uhrevî bir babalıkla terbiye ve muhafaza etmesini ruhları hissetmiş ki, Nur’un hizmetkârına babalarından ve vâlidelerinden daha şiddetli bir hürmet gösteriyorlar. Hattâ benim hiç görmediğim, tanımadığım üç yaşındaki bir kız çocuğu yalın ayak dikenlere basarak, koşarak geldi. Hattâ pekçok dostlarım Bolvadin’de bulunduğu için otomobil ile çok hızlı gittiğimiz halde kurtulamıyoruz. Hattâ her yerde hiç beni işitip görmedikleri halde, peder ve vâlidesine gösterdikleri alâkayı göstermeleri benim hakkımda; nefsim, hevesim cismanî cihetinde dahi îmanda bir Cennet çekirdeği var olduğunu gördüm.


Said Nursî


* * *

(435)


Üstadımızı ziyarete gelip de görüşemiyenlerin ve biz görüştürmeden gidenlerin hatırları kırılmamak için Üstadımızın gizli hârika bir ahvâl-i ruhiyesini beyân etmeye mecbûr olduk. Hattâ bugün bir parça dikkatsizlik ettiğimizden, gâyet çok muhtaç olduğu hizmetimize nihayet vermek niyet ettiği halde, şimdiki yazacağımız şey hatırına geldi; bizi de afvetti, helâl etti. İşte hakîkat budur:

Biz de kat’iyyen anladık ki, Üstadımız ekser hayatını tecerrüdle geçirdiği gibi, bütün hayatında hediyeleri kabul etmemek ve mukabilsiz hediyeler O’nu hasta etmek gibi, şimdi hürmet ve dostluk cihetiyle onunla görüşmek, ona gâyet ağır geliyor. Hattâ mükerreren biz de anladık: Musafaha etmek, elini öpmek, kendine tokat vurmak gibi ruhen müteessir oluyor. Ve ona bakmaktan, dikkat etmekten de şiddetle müteessir oluyor. Hattâ hizmetinde biz bulunduğumuz halde, zaruret olmadan bakamıyoruz. Bunun sırrı ve hikmetini kat’iyyen anladık ki:

Risâle-i Nur’un esas mesleği hakîki ihlâs olmak cihetiyle şimdiki tezahür, sohbet etmek, fazla hürmet etmek; bu enaniyet zamanında bir nefisperestlik, riyakârlık, tasannu alâmeti olmak cihetiyle ona şiddetle dokunuyor. Çünkü der: “Benimle görüşmek isteyen, eğer âhiret için, Risâle-i Nur için ise; Risâle-i Nur bana kat’iyyen ihtiyaç bırakmamış. Milyonlar nüshası her birisi on Said kadar fâide veriyor.

Səs yoxdur