Emirdağ Lâhikası | Mektup 397 | 493
(493-494)
(397)

29.11.1951
Eskişehir




Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelen: Bütün ruh u canımla hizmet-i Kur’âniye ve îmaniyenizi tebrik ediyorum. Bu mektubda bir ince mes’eleyi meşveret sûretiyle re’yinizi almak için gönderdik. Münasib midir? Değilse ıslah edersiniz.

Sâniyen: Risâle-i Nur’da isbat edilmiş ki, insanların ayn-ı zulümleri içinde kader-i İlâhî adâlet eder. Yâni, insanlar ba’zı sebeble haksız zulmeder. Birisini hapse atar. Fakat kader-i İlâhî aynı hapiste başka sebebe binaen adâlet ediyor ki; hakîki bir suça binaen o hapisle onu mahkûm ediyor. İşte şimdi bu hakîkatı gösteren, başıma gelen acib bir misali şudur: Yirmi sekiz senedir müteaddid vilâyetlerde ve mahkemelerde benim mes’uliyetime ve mahkûmiyetime ve mahbusiyetim gibi zâlîmâne işkence ve cezalarına gösterdikleri sebeb, hiçbir emaresini bulmadıkları mevhum bir suçum şudur: Diyorlar:

“Said, dini siyasete âlet yapmak ister ve yapıyor.” Halbuki bu dâvalarına otuz üç senelik musîbetli yeni hayatımda ve otuz büyük mecmûalarımda bu suça müsbet bir delil bulamadılar. Halbuki böyle mes’elelerde bir mahkeme mâdem bulmadı ve mes’ul edemedi. Başka mahkemelerin musırrane aynı mes’eleyi esas tutmaları, bütün bütün kanuna ve akla ve adâlete muhalif bir halettir. Belki siyaseti dinsizliğe âlet edenler kısmı, kendilerine bir perde olarak bu ittihamı bizlere ediyorlar. Bununla beraber dine hizmet itibariyle taallûk eden eski altmış senelik hayat-ı ilmiyem kat’i bir hüccet ve yakîn bir delildir ki; bütün hayatımda temas ettiğim siyaseti ve dünyayı ve bütün içtimâî cereyanları, dine hizmetkâr ve âlet ve tâbi yapmak düstûriyle hareket etmişim. Mahkemelerde de hem dâva, hem isbat etmişim ki, değil dini siyasete âlet yapmak, belki birtek hakîkat-ı îmaniyeyi dünya saltanatına değiştirmediğimi kat’i delillerle isbat ettiğim halde, böyle yirmi vecihle hakîkata muhalif ve divanecesine, büyük makamınızı işgal eden bir kısım adliye me’murları ve siyasî adamlar bu acib hurafe gibi mes’eleyi hakîkat zannedip yirmisekiz sene bana zulmettiklerinin hakîki sebebini bugünlerde bildim.

Səs yoxdur