Ondan birisi, eskiden beri bende bulunan kulunç illetine ve romatizma hastalığına iltihak edip, beni yatağa düşürdü. Fakat merak etmeyiniz, ben kalkıyorum geziyorum. Kat’iyyen -bugün gönderdiğiniz risâleleri tashih ederken- kanaatım geldi ki; o musîbetin bâki kalan ondan birisi, on derece bir ni’met hük-münde oldu. Ve on adedden ziyâde fâidelerinden bir fâidesi şudur ki: Ben tashihatta gerçi usanmıyordum, fakat her tashihte yine ders alıp istifade etmek bir âdetimdi. Bazı çok zevk alıyordum. Bu mevsimde dağlarda, bağlardaki güzel san’at-ı İlâhiyeyi temaşa zevki, o tashihteki zevkime galebe ediyordu.
Bu yeni musîbetteki mütemadiyen kendini ihsas eden hastalık, kemâl-i zevk ve şevkle Hazret-i Eyyüb Aleyhisselâm’ın Lem’asıyla, Hastalık Lem’asını her nüshada yeniden görüyorum gibi okuyup tashih ediyorum.
Kat’iyyen şübhem kalmadı ki; o zahmetli hastalık, o lezzetli, rahmetli vazife-i nuriye için verilmiş. Gerçi harekâtımda, namaz ve abdestte sıkıntı veriyor; fakat hastalıkla ubûdîyet muzaaf sevabı olduğu gibi, bu tashihat vazife-i nuriyedeki zevk, o sıkıntıları hiçe indirdi.
Sâniyen: Sizin nüshalarınızda ba’zan bir yanlış, birkaç nüshada aynen bulunur. Demek ma’nâ iyi anlaşılmamış, öyle kalmış. Meselâ: İktisad’ın âhirlerinde Hüsrev’in hâşiyesinde beşinci satırında: “Ulema ise, masrafla-rından mallarının kıymetini bilmedikleri” cümlesi yanlıştır. Sahihi ise, “Ulema ise, marifetlerinden mallarının kıymetini bildikleri için.” Hem bu satırın arkasındaki, “arkasında” kelimesi yanlış, sahihi “arasında”dır.
Aziz, Sıddık, Mübârek, Fedakâr Kardeşlerim!
Dün altı ehemmiyetli mektublarınızı aldım. Her mektubunuza uzun bir mektub yazmak cidden arzu ederdim, hem de hakkınızdır. Fakat bu hurûfâtı yazan Feyzi şâhiddir ki; altı gecedir, altı saat yatamadım.