Aziz, Sebatkâr, Fedakâr, Sıddık Kardeşlerim!
Evvelâ: Gelecek bayramınızı tebrik ederim.
Kasem-i Kur’aniyle fevkalâde kıymetleri tahakkuk eden o mübârek gecelerde ve seherlerde mübârek kardeşlerimin mübârek duaları hem bana, hem ehl-i îmâna çok bereketli ve nurlu olmasını Rahmet-i Rahman’dan niyâz ederim.
Sâniyen: Size bir küçük sehvin büyük bir nükte-i gaybiyesiyle, karşı sahifedeki Hâşiyeyi, mevkilerinde yazmak için gönderdim.
Sâlisen: Hulûsi’nin bir gâilesi var diye hissediyorum. Merak etmesin. Risâle-i Nur’un şâkirdlerine inâyet ve rahmet, nezâret ve himâyet ederler. Dünyanın meşakkatleri madem sevab verir, geçerler; o musîbetlere karşı sabır içinde şükür ile, metânetle mukabele edilmek gerektir. Hem o, hem sizler bütün dualarımda ve kazançlarımda benimle berabersiniz.
Râbian: Risâlet-in-Nur kendi kendine Kur’an’ın himâyeti ve hıfz-ı Rabbânî altında intişar ediyor. Îmâm-ı Ali (R.A.) iki def’a “sırren, sırren” demesi işaret eder ki, perde altında daha ziyâde feyiz ve nur verir. Sizin gibi kardeşlerim, zamanın sarsıntılı hâdisatına karşı, -şimdiye kadar gibi- yine tam mukavemet eder ümidindeyim.
düstûrumuz olmalı.