Hüsrev’in çok şirin ve fevkalâde yazdığı Hastalar Lem’ası ile Esmâ-i Sitte Lem’ası, benim nazarımda elmasla yaldızlı yazılan ve onlar kadar uzun iki mektub sadâkat-medâr hükmünde bana göründü; Risâle-i Nur’a çok ehemmiyetli hizmetlerini göz yaşıyla hatırlattı ve Firdevsî hediyenizdeki risâlelerin harfleri adedince, Cenâb-ı Erhamürrâhimîn sizlere rahmet, bereket, saadet ihsan eylesin. Âmin.
Yorulmaz ve usanmaz ciddî, samîmî Kardeş! Tevafukta muvaffakıyetli kalemin ile yazılan İ’caz-ı Kur’an’ın âhirinde senin hakkında
olan dua, bu def’a şübhem kalmadı ki, tam kabul olmuş.
Umum kardeşlere birer birer selâm.
Said Nursî
Aziz, Sıddık ve Sadık Kardeşlerim!
Bu def’a pek çok alâkadar olduğum zâtların dört aded mektubları beni o kadar mesrûr etti ve Risâle-i Nur hesabına o kadar memnun eyledi ki; güya yeniden o kahraman arkadaşları buldum diye sürûr yaşları çok hüzünlerimi sildi. Evet dört mektuba dört cevab yazmak isterim ve hakkınızdır; fakat samîmî ittihadınıza binâen bire iktifa edildi. Ayrı ayrı beş-altı küçük mes’eleleri beyan ediyorum:
Birincisi: Eskiden beri, îmân kurtarmak zamanıdır dediğimiz ve ihtiyârım olmadan tekrar ile erkân-ı îmâniyeye dâir bürhanlardan tahşidat-ı azîmeyi yaptığımız, çok haklı ve lüzumlu olduğunu zaman gösterdi.