Sâlisen: Şahsen görmediğim ve yazıları ile çok def’a görüştüğüm yeni meydana çıkan Risâle-i Nur’un şâkirdlerinden medrese-i Nuriye olan Sava’nın ve Hacılarkebir gibi köylerinin hâlis şâkirdleriyle hayalen çok meşgul oluyoruz.
Aydın şehri eskide Risâle-i Nur’un mühim bir merkezi olmak ümidimiz vardı. O ümidim kırılmıştı. Şimdilik Aydınlı Hasan (Âtıf) nâmında mümtaz kalemiyle ve isabetli dirayetiyle ve hâlis sadâkatıyla, Risâle-i Nur dâiresinde husûsan Mehmed Zühdü gibi ehemmiyetli bir rükünle el ele verip çalışmakla o kırılmış ümidimi canlandırdı.
Burada bulunan kardeşlerimizle beraber oradaki bütün Risâle-i Nur talebelerine selam ve dua ve istid’a ederiz.
Yirmi Dokuzuncu Lem’ada
bahsinde metni bulunan ve Yirminci Mektubda kuvvetli îzah edilen ve ilim ve irâde ve kudret-i İlâhîyi pek çok kuvvetli isbat eden bu yazılan Arabî fıkra ile beraber yine Yirmi Dokuzuncu Lem’anın İkinci Bâbının
meratibinden birinci mertebesinin yarım sahifeden sonra
Kelâmından başlayıp, tâ
Kelâmına kadar yazıp
dan çıkan
da
bâbında yedinci
bahsinin âhirinde
cümlesinden sonra bir hâşiye veya metin olarak arzunuz varsa, muvafık görürseniz yazarsınız. Çünki benim husûsî tefekküratımda dahildir.