Kastamonu Lahikası | Mektup 71 | 109
(109-109)

Sâlisen: Şahsen görmediğim ve yazıları ile çok def’a görüştüğüm yeni meydana çıkan Risâle-i Nur’un şâkirdlerinden medrese-i Nuriye olan Sava’nın ve Hacılarkebir gibi köylerinin hâlis şâkirdleriyle hayalen çok meşgul oluyoruz.

       Aydın şehri eskide Risâle-i Nur’un mühim bir merkezi olmak ümidimiz vardı. O ümidim kırılmıştı. Şimdilik Aydınlı Hasan (Âtıf) nâmında mümtaz kalemiyle ve isabetli dirayetiyle ve hâlis sadâkatıyla, Risâle-i Nur dâiresinde husûsan Mehmed Zühdü gibi ehemmiyetli bir rükünle el ele verip çalışmakla o kırılmış ümidimi canlandırdı.

Burada bulunan kardeşlerimizle beraber oradaki bütün Risâle-i Nur talebelerine selam ve dua ve istid’a ederiz.

* * *

(71)

Yirmi Dokuzuncu Lem’ada

( )

bahsinde metni bulunan ve Yirminci Mektubda kuvvetli îzah edilen ve ilim ve irâde ve kudret-i İlâhîyi pek çok kuvvetli isbat eden bu yazılan Arabî fıkra ile beraber yine Yirmi Dokuzuncu Lem’anın İkinci Bâbının

( )

meratibinden birinci mertebesinin yarım sahifeden sonra

( )

Kelâmından başlayıp, tâ

( )

Kelâmına kadar yazıp

( )

dan çıkan

( )

da

( )

bâbında yedinci

( )

bahsinin âhirinde

( )

cümlesinden sonra bir hâşiye veya metin olarak arzunuz varsa, muvafık görürseniz yazarsınız. Çünki benim husûsî tefekküratımda dahildir.

* * *
Ses Yok