Kastamonu Lahikası | Mektup 91 | 134
(134-134)

(91)

Aziz, Sıddık, Metin, Sebatkâr Kardeşlerimize!

Biz bu havalideki Risâle-i Nur talebeleri nâmına sizlere pek çok selâm ile beraber, arz-ı şükran ediyoruz. Ve sizlere ebeden minnetdarız ki, muktedir ve parlak kalemlerinizle bizleri hem uyandırdınız, hem yardım ettiniz. Bu vilayeti, nûranî kalemlerinizle inşâallah Isparta’ya benzettireceksiniz. Ve bilhassa çok ehemmiyetli kardeşimiz kahraman Tahirî’nin parlak ve muvaffakıyetli ve tevafuklu kalemi, kerâmetkârane fütûhat yapıyor. Ve onun iki ma’sûmeleri ve ma’sûmların ve ümmi ihtiyârların rengârenk, çeşit çeşit meziyetlerini gösteren yazıları, bizleri teshir ediyor, herkesi şevkle okumağa sevkediyor. Cenâb-ı Hak sizlerden ebeden razı olsun ve sizi muvaffak etsin, âmîn.

Çok mühim ve mübârek kardeşimiz Hâfız Mustafa’nın bize verdikleri ehemmiyetli hâdise-i taarruziye haberi, bizi hayrete düşürdü. Ve Üstadımızın o zamanda endişelerinin ve heyecanının hikmetini anladık. Bir hiss-i kabl-el vuku’ ile mütemadiyen bizlere der idi: “Dikkat ediniz! Sebat ediniz! Münafıklar, taarruz plânı çeviriyorlar!” diye bizi ihtiyata sevkediyor; hem “Bir halt edemezler” diyordu.

Evet Isparta’lı kardeşlerimizin bize haber verdikleri gibi, bu ehemmiyetli hâdise-i taarruziyeye teşebbüs vuku’u zamanında muhaberemiz kesildiği halde, mütemadiyen her vakit Üstadımız, aynı taarruza maruz bulunuyoruz gibi bizi, yani Emin ve Feyzi’yi îkaz ediyor: “Dikkat ediniz, dört cihetle bize taarruz var. Demir gibi sebat ediniz. Bir halt edemezler.” Biz de bakıyorduk ki; bizde bir şey yok, hissetmiyorduk.

Hem bu gaybî hâdiseyi bertaraf etmek için, tam mutabık bir mektub bize yazdırıp size göndermiştik.

Risâle-i Nur talebelerinden
Nazif, Salahaddin, Tevfik, Hilmi, Emin, Feyzi

Dinle
-