(Medâr-ı İbret ve Hayret Bir Hâdisedir)
“Risâle-i Nur’un erkân-ı mühimmesinden bir zât yazıyor ki: Adapazarı zelzelesinin aynı gününde, zelzeleden birkaç saat evvel, umumî ve herkese göstermek için, bir büyük tiyatro teşekkülüyle ve oyuncu kızlardan dört güzelini çırılçıplak olarak alayişle çarşı ve pazarda gezdirerek, o câzibedarlara kapılan tiyatro binasında toplanan bin kişiden fazla seyirciler, oyun başlarken, birdenbire arz kemâl-i hiddet ve gayz ile onların hayâsız yüzlerini dehşetli tokatladı, mahvedip zîr ü zeber etti. Ve o binayı hâk ile yeksan eyledi”.
Ben, dünyanın bu nevi hâdiselerinden iki senedir hiç haberim yoktu, bakmıyordum. Fakat bugünlerde hem Hüsrev ve hem kahraman Çelebi zelzeleden haber vermeleri; ve Hüsrev ve rüfekasının kanaatıyla, Isparta’nın gürültülü zelzelesi, (*) karşısında Risâle-i Nur’u kuvvetli bir kalkan bulmasıyla hiçbir zarar vermemesi; ve Risâle-i Nur’a muarız bir hocanın bütün hasılatını mahveden dolu o muarıza has kalması, başkasına ilişmemesi bir derece kanaat verir ki; ekser vilayetlere giren ve Adapazar’a girmeyen Risâle-i Nur’un ehemmiyetli bir esâsı olan tesettür şiarını bu derece açık ihânetiyle, Risâle-i Nur onların yardımlarına koşmamış diye, yalnız bu hâdiseye baktım.
(*) Isparta’da zelzele esnasında yerden müthiş gürültü geliyordu.