Kastamonu Lahikası | Mektup 66 | 101
(101-101)

Sav kahramanlarının ve Mübâreklerin karyelerine kendi karyesini, onların safına getirdi. Atabey (Aras) onunla ve onun gibilerle iftihar etmeli. Onun nüshalarında yanlışlar pek çok azdır. Yalnız, oralardaki nüshalarda ma’nası anlaşılmayan bazı kelimeler varmış ki, istinsahta öylece kaydedilmiş. Benim tashihimden geçen nüshalara mukabele edilse iyi olur. O kuvvetli ve fedakâr kardeşimizin ma’sûm çocuklarının ve refikasının yazdıkları risâleleri güzelce bir cild yaptık. Görenlere, husûsan buradaki Risâle-i Nur’un kadınlar dâiresindeki kızlar ve hanımlara gâyet te’sirli ve câzibedar bir nümûne-i teşvik oldu.

Aydın’lı Hasan’ın hakîkaten gâyet müstesna bir kalemi var ve yazılarında tam bir ihlas görünür. Bu zât ne vakitten beri Risâle-i Nur’a girdiğini ve ne halde olduğunu merak ediyorum.

Bu def’a Hulûsi’den uzun bir mektub, Abdülmecid vasıtasıyla aldım. Elhak o kardeşimiz sebat ve metânet ve ihlasta birinciliği muhafaza ediyor. Ben de Abdülmecid vasıtasıyla ona yazdım ki: Isparta’daki kardeşlerimize yazdığım mektublarda sen dahi bir muhatabımsın, seninle muhabere kesilmemiş diye yazdım.

Hüsrev, Re’fet, Rüşdü’nün vaziyetlerini merak ediyorum. Ve bilhassa Hüsrev ne haldedir? Ve Nur fabrikasının sâhibi Hâfız Ali rahat mıdır?

Umum kardeşlerimize birer birer selâm ediyoruz.

* * *
Dinle
-