Barla Lâhikası | Mektub 53 | 60
(60-60)

(Hulûsî Bey’in fıkrasıdır)

Maddeten uzak düşen bu biçâre talebenizi yakından temsil eden Hâfız Sabri Efendi’yle diğer zevatın Nurlar hakkındaki ihtisasları çok kıymetli ve yüksek ve lâyıklı bir sûrette ifade edilmiştir. Bir mektubunuzda Muallim Cudi’nin kasidesi münâsebetiyle buyurduğunuz vecizeyi burada tekrara münâsebet geldi.

sırrınca güzellik yazılarımızda değil, belki i’caz-ı Kur’ân’dan olan nurlu Sözler’e ve Mektûbât’a âidtir. Her ferd-i mü’min, derece-i fehm ve zevkine göre, aslında güzel olan bir şeyi târif eder. Acz ve fakrdaki lezzet, şefkat ve tefekkürdeki ulviyet; hakîkaten hiçbir şeyle kabil-i kıyas değilmiş.

Hâl-i âlem müsaid olsa da, hazine-i hassa-i Kur’ân’dan çıkararak ta’bir-i âlînizce dellâllığını yaptığınız elmasları çok gözler görse. Görse de, sarhoşlar ayılsa, mütehayyirler kurtulsa, mü’minler sevinse, mülhidler, kâfirler, müşrikler îmana, insafa, dâire-i akla gelseler. Ve bu mes’ud ve ulvî neticeyi bizlere idrak ettirmesini eltaf-ı İlâhîyeden tazarru’ ve niyaz ediyorum. Âmin.

Muhterem Üstad! Allah-ı Zülcelâl Hazretlerine ne kadar müteşekkir bulunsanız yeridir. Acz ve fakr tezkeresiyle girmeye muvaffak olduğunuz saray-ı Kur’ân’ın has hazinesinden, gözler görmemiş, kulaklar işitmemiş cevherleri görüyor ve me’zun olduğunuz mikdarını necim necim çıkartarak evvelâ kendiniz bakıyor, sonra “Eyyühe-l insan! İşte bakınız, bu misafirhâneyi açan, âlemleri rahmetiyle yaratan, sizi hikmetiyle halk buyurup bu âleme gönderen Sultan-ı Kâinat bin üç yüz küsur sene evvel büyük bir elçisi Habib-i Ekrem’i (A.S.M.) vasıtasiyle, size hilkatteki hikmeti, buraya gelmekteki maksadı, ubûdiyetin iktiza ettiği hizmeti ilh.. bildirmişti. Bu âlî tebligatı, o kudsî ahkâmı sizin anlayacağınız lîsanla anlatıyorum, dinleyiniz. Eğer aklınız varsa, gözünüz görüyorsa, insanlığınız varsa, hakîkatı anlar ve îmana gelirsiniz.” diye beyânatta bulunuyorsunuz. Bizler hasbe’l-kader felillâhilhamd bu kudsî beyânatı yakından dinlemek, görmek ve göstermek iştiyakını gösterdik. Siz de o elmasları gösterip bizi uyandırdınız. Hakîkatı anlatıp, yolumuzu doğrultmaya vesile oldunuz. Allah sizden ebeden razı olsun. Nefs-i emmârenin zebunu, cin ve ins şeytanlarının hedefi olmaktan kurtulamadık ise de, bu hasbî ve Kur’ânî hizmetten zevk alıyoruz, lâyıkıyla yapamıyorsak da yolunda bulunuyoruz.

Hulûsî


Səs yoxdur