Barla Lâhikası | Mektub 162 | 169
(169-169)

(Doktor İbrahim’in fıkrasıdır)

Efendim!

Nurânî ve ziyâdar cadde-i kübrâ-yı ma’nevîyede seyr ü seyahat eden umum âhiret kardeşlerimle her hafta görüşüyor ve âramsız tulû eden Risâle-i Nur eczaları gibi, feyiz ve marifet Güneşlerinin haberlerini işittikçe, ruhum güller gibi açılıyor, Hubur ve ibtihaca müstağrak oluyor. Ve isti’dâdım nisbetinde bir-iki mes’elecik öğrenmeye sa’y ediyor isem de, bu envâr-ı bahr-ı muhitten kardeşlerimin ruhlarına in’ikas eden mesâilden bâhis arîzaları tahrir ve takdim ettiklerini gördükçe, adem-i muvaffakıyetimden mütevellid esef ve kederim hasebiyle cehlimden elemân çekiyorum. “Ümmilik ne güç imiş” diye ruhum ağlıyor. Mu’terifane, “İbrahim, müstehaksın” diyorum. Nihayet yine ümidimi Rabbimden kesmiyerek diyorum: “Bir müessesenin baş müdürü, muâvini, kâtibi, müvezzii, tahsildarı, hademesi olur. Fakir kısmen müvezzilik, kısmen hademelik sıfatiyle bulunsam ne zararı var?” deyip teselli oluyorum.

İbrahim


Səs yoxdur