Aziz Sıddık Kardaşlarım!
Evvelâ: Umumunuzun hesabına Tahiriyi göِrdüm ve kendi hesabımıza da, umumunuza tam bir Said ve canlı bir mektub olarak gِönderdim. Ve Sandıklı’dan Edhem Hoca ile Mustafa Hoca bugün geldiler, Nurlu vazifelerine gittiler.
Sâniyen: Hulûsî Bey kardaşımız Zülfikâr ve Siracınnûru ve sonra Sikke-i Gaybiyeyi istiyor. Nur santralı Sabri muhabere etsin, gِöndermeye çalışsın.
Sâlisen: Risâle-i Nur kendi kendine, hem dahilde, hem hâricde intişar edip fütühat yapıyor. En muannid dinsizleri de, teslîme mecbûr ettiğini, haberler alıyoruz. Yalnız şimdilik, bir derece ihtiyatın lüzumu olduğuna, husûsan Beşinci Şuâ’ içinde bulunan Siracınnûr, layık olmıyan ellere verilmemelidir.
İmâmı-Ali (R.A.) Risâle-i Nur’a, Siracınnûr nâmı vermesi ve (Sırran tenevveret) demesiyle işâret ediyor ki, Siracınnûr perde altında daha ziyâde tenvir edecek, diye bir işâret-i gaybiye telâkki ediyoruz. Umumunuza selâm ederiz.
Kardeşiniz
Said Nursî
Nur’un makinistleri, Medreset-üz-zehra’nın faal, muktedir şâkirdlerinden Terzi Mehmed, Halil İbrahim, ma’sûmların küçük kahramanlarından Tal’at ve arkadaşları hem bizleri, hem bütün nur şâkirdlerini memnun ettikleri gibi inşâallah ileride bu memlekete, bu hizmet-i Nuriye ile çok büyük faide ve netice verecekler.
Sordukları mes’ele-i Şeriyye ise, şimdiki mesleğimiz ve hâlimiz, o mes’elelerle meşgul olmaya müsaade etmiyor. Yalnz bu kadar var ki: Ruhsat-ı Şer’iyye olan kasr-ı namaz ve takdim tehir, vesâit-i nakliye bir kararda olmadığı için, onlara bina edilmez. Belki: Kaide-i Şer’iyye olan kasr-ı namaz, sâbit olan mesafeye bina edilebilir.
Eğer denilse ki, tayyare ile ve şimendüfer ile bir saatde giden, zahmet çekmiyor ki, ruhsata müstehak olsun.
Elcevap: Tayyare ve şimendüferde abdest alıp, vaktinde namazını kılmak, yayan serbest gidenlerden daha ziyâde müşkilât bulunduğu için, ruhsata sebebiyet verir.
Her ne ise, şimdilik bu kadar yazılabildi. Bu mes’ele-i Şer’iyyeyi Ulemâ-i İslâm halletmişler, bize ihtiyaç bırakmamışlar. Şimdi hazır Doktor Hayri ve Terzi Mustafa, kendi hisselerine arz-ı hürmet ve selâm ederler.
Said Nursî