Barla Lâhikası | Mektub 193 | 200
(200-200)

(Ahmed Husrev’in fıkrasıdır)

Sevgili, Müşfik Üstadım Efendim Hazretleri!

Arz-ı hürmet ve iştiyakla el ve ayaklarınızdan öperim. Hulûsî Bey’in suâllerine verilen cevablara âid cihandeğer kıymetli, nurlu, feyizli sözlerinizi iki gün evvel aldım. Suallerin cevabları o kadar lâtif idi ki, ne okumağa doyabildim ve ne de idrâkim kadar olsun hakkiyle kavrayabildim.

Muhyiddin-i Arabî hazretlerinin makbulînden olduğu halde, hatasının ve her kitabında mühdî olamamasının esbâbı, o kadar amîk bir şekilde ve o derece ince bir tarzda îzah buyuruluyor ki, bu âlî dersinizi sâir kardeşlerimle beraber okudum. Dedim: “Aziz kardaşlarım, bu âlî dersten istifade ediyor, mühim bir şey anlıyorum, fakat zübde edemiyorum, zihnimde toparlayamıyorum, siz ne dersiniz?”

Hazırûn dersimizin yüksekliğine işâret ederek, İslâmiyetin ardı ve arkası kesilmeyen hücumlara ma’rûz kaldığı bir zamanda, bu nurlu eserlere kavuştuğumuzdan dolayı, binler teşekkür ettik. Bilhassa doktora verilen son cevab hâşiyesinin letâfeti yüzümüzde âsârını göstermişti.

Bir taraftan hınzır etinin hurmeti, esbâbı, illeti, gâyet güzel bir sûrette îzah edilmiş, diğer taraftan da âlî müfekkirenizden parlayan nurlarla, hem de pek yakında dünyanın ufuklarında İslâmiyetin Güneşinin parlayacağına işâret buyuruyorsunuz. Cenâb-ı Hak sizden hadsiz hesabsız razı olsun.

Sevgili Üstadım, âciz talebeniz bu aczi ile ma’nevî himmetinize iltica ediyorum. Ve öyle ümid ediyorum ki, Hallak-ı Kerîm’im beni ihtiyarım olmıyarak istihdam ettiği bu vâdide, duanız himmeti ile inşâallah bir idrâk ve bir kabiliyet ihsan buyuracaktır.

Hakir talebeniz

Ahmed Husrev


Səs yoxdur