Barla Lâhikası | Mektub 112 | 119
(119-119)

(Hulûsî Bey’in bir fıkrasıdır)

Yirmi Dokuzuncu Mektub’un Yedinci Kısmı

1-Şeâir-i İslâmiyenin tağyirine aslâ razı olmayan ve tahammül edemeyerek kulaklarını tıkayanların kanâatlerindeki isabete kat’i bir hüccet.

2-Te’vilkârâne (zâhirî muvafakat gösteriyorum) iddiasında bulu-nanları, birinci zümreye ilhak ettirecek müessir bir kuvvet.

3-Ulemâü’s sû’ ahzâbına şedid bir tokat.

4-Muhtelif nâm ve vesilelerle, dinsizlik gayesiyle bid’alar çıkaran-lara, kâhir bir darbe-i kudret ve tavk-ı lânet.

5-Beşinci ve Altıncı İşâretler, ıslah-ı âlemin bizzât Hazret-i Meh-di’nin zuhuruna vâbeste olduğuna kanâat eden zümreden, bu zât-ı âlîşanın dahi bu emirde muktedir olmasında şübhe duyanların, bu vehimlerini bertaraf edecek, itimadlarını te’min edecek, gâyet kuvvetli Güneş gibi bir hakîkat.

6-Yedinci İşâret, bu asrın en mâkul mücahedesinin nasıl yapılmak iktiza ettiğine delâlet eden, mahz-ı hikmet gibi hâssaları câmidir.

Âciz kardeşinizin kısa vasfı da, elbette aczine şehâdet eder. Yoksa bu hakâiki lâyıkıyla vasfeylemek, bu biçârenin haddi değildir.

Dünyevî meşgalem, husûsi işlerimiz ve pederime yardım gibi, mecbûrî ahvâl ve duygular, evvel ve âhir arz ettiğim gibi, hizmet-i Kur’âniyedeki vazifeme çok mâni oluyor. Ne yapayım. diyorum. Duanıza çok muhtacım ve muhtacız. Biz her vakit sevgili Üstadımıza duada bulunuyoruz.

Hulûsî


Səs yoxdur