Barla Lâhikası | Mektub 226 | 233
(233-233)

(Husrev’in fıkrasıdır.)

Aziz Üstadım!

Cemaziye’l-âhir ayında vuku bulan âyetinin ifade ettiği hâlâtın bir nümunesini îzah eden hâdisat-ı semâviye ile, Kur’ân’ın semasında parlayan Lâfza-i Celâl yıldızlarının acib ve tatlı tevâfuklarını ders veren o kıymetdar mektubunuzu, Hâfız Ali kardeşimiz de dâhil olduğu halde Re’fet, Bekir, Lütfi, Rüşdü, Keçeci Mustafa Efendi ve ağabeyim Ali Efendi ile beraber okuduk. O gece meclisimiz pek tatlı idi. Hâdisat-ı semaviyeyi hayret ve taaccüble ve pek büyük bir sevinçle karşılayarak, mele-i âlânın bayramlarına biz de iştirak etmiştik. Nasılki bu hâdise-i semaviyenin birinci def’a vukuu, (başta insan sûretinde yapılmış Hubel ta’bir ettikleri büyük putlarıyla 360 putu ilah kabul eden) müşrikîn-i Kureyş’in helâkine netice vermişti.

İnşâallah bu ikinci vuku’da on dördüncü asr-ı Muhammedîde ve Avrupa terakkiyatı ile iftihar ettiği ve yirminci asır nâmını alan bu günde, ehl-i fetretin putperestliğinin daha feci bir sûrete giren sûretperestliğinin kökü kesileceğini, bize ilân ediyordu.

Bu ilân, ümmet-i merhume-i Muhammediyeye, pek güzel ve pek hayırlı bir fütuhatı hazırladığını hatırlatarak, mahzun kalblerimizi şenlendirmiş, ağlayan yüzlerimizi güldürmüş, gamnâk çehrelerimize beşaşet serpmişti. Dimağımızda Asr-ı Saâdetin o cazibedar hayatını canlandırmış, güya mâziyi istikbâle çevirerek, bir müddet o âlemlere ve o nezih ruhlu, ulvî düşünceli insanlar arasında yaşatmıştır.

Sâniyen: Lafza-i Celâl’in ma’nidar ve münâsebetdâr tevâfukatını temaşaya koyulduk. Bu tevâfukat, ihtiyarsız nazarımızı kendisine çeviriyordu. İrae edilen kısımlar ve tevazün ettirilen adedler, o kadar şirin idi ki, okurken kalbimize serinlik, dimağımıza bir inkişaf, ruhumuza bir gıda veriyordu...

Vaktimizi artırmak için, yan yazı ile yazılan Kur’ân-ı Kerîm’in 15’inci sahifesine kadar 7, 8 adedler tevâfukatını muhafaza ederek 51 def’a gelmesi, mektubun nihayetini asel (bal) ile bağlıyordu. Ne kadar garîbdir ki, bu rakamların hem yazılmaları birdir, hem sırada kardeşlikleri birdir ve hem de sahifede gösterdikleri rakamla tevâfukları birdir.

Ey sevgili Üstad! Cenâb-ı Hak sizden çok razı olsun, yeni yeni meyveler ve fâkihelerle tegaddi sûretiyle takviye-i ezhana, hem de def’-i cû’ sûreti ile ızdırablarımızı teskine vasıta oluyorsunuz.

Husrev


Səs yoxdur