Barla Lâhikası | Mektub 82 | 89
(89-89)

(Husrev’in bir fıkrasıdır)

Çok Muhterem, Sevgili Üstadım!

Yirmi Dokuzuncu Mektub’un Üçüncü Kısmını okuduk. Mektub münderecatı hepimizi şevke getirmiş, sevinçle her tarafımızı doldurmuştu. Kur’ân-ı Hakîm’in ba’zı âyâtından çıkan kıvılcımlariyle bir taraftan aklı gözlerine inmiş olan maddiyyunlar ve emsâli tabakasına karşı, Mektûbâtü’n-Nur ve Risalatü’n-Nur ile meydan okuyarak onların kafalarına hakîkat tokmaklarını vurmakta ve diğer taraftan onların kalblerini pek parlak feyizleriyle doldurmaktadır.

On sekiz bin değil, sevgili Üstadımın buyurdukları gibi Yirmi Sekiz bin âleme bakan o büyük Furkan-ı İlâhî’nin, bugünkü asırdan başka gelecek asırlara da bakan vecihlerinin ba’zı mühim noktalarına işâret edilmesi ve Lâfzullah üzerinde vâki tevâfukatın göze çarpacak ve nazarı celbedecek şekle ifrağ edilmesi ve ba’zı kelimelerde görünen ma’nidar tevafukatın güzellikleriyle meydana çıkarılması hakkında vâki Üstadımın fikirlerine haddim olmayarak yine üstadımdan aldığım kuvvet ve cesaret ile iştirâk ediyorum. Ve böyle bir Kur’ân-ı Kerîm’in yazılması hakkında vâki olacak her fedakârlığa hâzır olduğumu, utanarak baştan ayağa kadar beni istilâ eden bu sürurun verdiği hâlet-i ruhiye üzerine arzediyor ve ayrıca diyorum ki: Sevgili Üstadıma istenilen şekilde kendi elimle yazılmış bir Kur’ân-ı Kerîm’i yazıp takdim etmeyi çok arzu ediyorum. Fakat mes’elenin müsta’celiyetini düşünemiyordum. Ve bir de diğer kardeşlerimin bu şereften mahrûmîyetidir ki, bu fikrimin ve bu arzumun kabulünde ısrar edemiyorum.

Evet sevgili Üstadım! İnşâallah zaman takarrüb etmiştir. İnşâallah mev’ûd vakte biz de erişmiş bulunuyoruz. Artık sebeb selef-i sâlihînin Kur’ân’a hâşiye olarak bir şey ilâve edilmemesi hakkındaki kararlarının, zamanlarına aid bulunması ve ulema-i müteahhirînin müsaadeleri de Arabçanın tahsili cihetine gidilmediğinden ileri geldiği kanâatini taşıyarak, Arabçanın okumak ve yazmak istenilmediği bir zamanda bulunuyoruz. Binâenaleyh Kur’ân hakkında sevgili Üstadımın düşündüklerine pek büyük bir ihtiyaç olmakla beraber, bu güzel ve pek büyük bir emr-i hayra kapı açan bu işin hemen ikmâl edilmesi için her şeye tercih edilmesi rica ve istirhamındayım. (Saatçi Lütfü Efendi kardeşim de bu kanâattadır.)

Sevgili Üstadım! Allah sizden hem ebediyen razı olsun, hem de her bir hayırlı işinizde muvaffak etsin, duâsiyle Cenâb-ı Hakk’a müteşekkir olduğum halde size olan minnetdarlığımı arzeder ve damenlerinizi öperim, muhterem efendim hazretleri.

Husrev


Səs yoxdur