Barla Lâhikası | Mektub 239 | 246
(246-246)

(Mes’ud’un garîb bir fıkrasıdır.)

Kamer yeni tulû’ ettiği esnada, onun aydınlığına ve gecenin serin-liğinde, arpanın yumuşaması hasebi ile orak biçmekte iken, kamerin güzelliğine ve şeffaflığına bakarak ve orağın bitmemesi, Nurları yazmaktan mahrum kaldığımı tahassürane ve me’yusane düşünmekte iken, bilmem iğfalât, bilmem tulûat, hâtırıma gelen şu sözü söyledim: “Ya Rabb! İsmim Mes’ud, kendim bîsud, çok çalıştım olamadım mes’ud” dedim ve arpa biçmeye devam ettim. Aradan bir müddet geçtikten sonra yattım. Menamda dediler ki: “Bırakma üstadın Said’in eteğini, eyler seni mes’ud.” Derhal uyandım, ay hemen kaybolmak üzere. Derhal “Ya Rabb! Ben saadet-i dünyeviye istemedim, tevbekâr oldum” Saadet-i uhreviyemin, sizin duânızla olacağı telkin edilmiştir ve duânıza muhtacım. Bendenizi duâdan diriğ buyurmamanızı temenni eder, el ve ayaklarınızdan öperim efendim hazretleri.

Mes’ud (R.H.)


Səs yoxdur