Barla Lâhikası | Mektub 259 | 266
(266-266)

(15 Şubat 1934)

Aziz, Sıddık, Dikkatli Kardeşim Re’fet Bey!

Evvelâ: Onuncu Söz’ün Birinci İşâreti’nin âhirinde, “Evet, bir şeyden her şeyi yapmak ve her şeyi bir tek şey yapmak her şeyin Hâlıkına has bir iştir.” Şu cümle hem Yirmi İkinci Söz’ün Lem’alarında, hem Otuz Üçüncü Mektub’un Pencerelerinde, hem Yirminci Mektub’un on bir kelimelerinde îzah ve isbat edilmiştir. Buradaki külliyet nisbî ve örfîdir. “Bir şeyden her şeyi yapmak”taki murad, bütün dünyanın mevcûdâtını bir şeyden yapmak ve îcad etmek değildir. Belki ondaki murad; bir şeyden yâni bir katre sudan, bir insanın, bir hayvanın her şeyini, her eczasını, herbir cihâzâtını halkediyor ve bir şey olan topraktan nebatat ve hayvanatın herbir şeylerini ondan halkeder demektir. Hem “her şeyi bir tek şey yapmak” cümlesindeki külliyet mukayyeddir, nisbîdir. Yâni insanın yediği her nev’ taamdan, o insanda basit bir cild ve bir kan ve bir et ve hâkezâ...

Elhâsıl: Bu külliyetten maksad odur ki; bir şeyi çok muhtelif eşyaya çevirmek ve birçok muhtelif eşyayı da bir tek şey yapmak, ancak Hâlık-ı Küll-i Şey’e mahsustur.

Sâniyen: Minhâcü’s-Sünne’yi kendi hattınla yazdığına, çok memnun oldum. Senin kalemin merhum Abdurrahman’ın kalemi gibi bana şirin geliyor.

Sâlisen: Tenekeci Mehmed Efendi’nin hıfza başlaması mübârektir. Allah muvaffak etsin. Biz ona duâ ile yardım ediyoruz. O da okudukça bize duâ ile yardım etsin. Bedreddin’e ve vâlidesine ve ceddine duâ ediyorum. Sezâi Bey benim nazarımda Isparta’nın bir Zekâi’sidir. Ben de onu görmek istiyorum. Fakat şimdi maddeten, ma’nen kıştır. Zâten sizlere demiştim ki; Said’in şahsının ehemmiyeti yoktur ki, sohbetine arzu edilsin. Üstadınız olan Said ise, her bir risâleyi açtıkça onunla sohbet edersiniz. Âhiret kardeşiniz olan Said ise, her sabah akşam dergâh-ı İlâhîde duâ vasıtasıyla sizinle beraberdir. Sezâi Bey, üstadını, Kardeşini istediği vakit görebilir.

kaidesiyle işitmesi görmekten çok evlâ olan şahs-ı Said’i görenler ba’zı pişman olur, keşki görmeseydim der. Bu, davula benziyor; uzaktan sesi iyi geliyor, yakında boş görünüyor.

Başta Husrev, Bekir Bey, Rüşdü, Hâfız Ahmed, Sezai, Keçeci Şeyh Mustafa, Tenekeci Mehmed Efendi gibi has kardeşlerinize selâm ve duâ ediyorum.


Kardeşiniz

Said Nursî


Səs yoxdur