Barla Lâhikası | Mektub 241 | 248
(248-248)
MEKTÛBÂT’TAN ÜÇÜNCÜ MEKTUBUN BAŞ KISMI

Aziz Kardeşim ve Sevgili Arkadaşım.

Şimdi yüz tabakalık fıtrî bir sarayın, en yukarı menzilinde bulunuyorum. Sen de ma’nen burada hâzır ol. Bir parça sohbet edip konuşacağız. İşte kardeşim.

Evvela: Evvelki mektubumda, bütün Sözlere dâir suâl etmiştim ki: İçlerinde cerh edilecek hakîkatler var mı? Ve yahud avâma izharı muzır şeyler bulunuyor mu? Yoksa yalnız Otuz İkinci Sözün Üçüncü Maksadı için değildi.

Sâniyen: Sana “Nokta Risâlesi”ni gönderiyorum. Acîbdir ki, Eski Said’in kuvvet-i ilmiyle, nazar-ı aklıyla anladığı ve gördüğü hakîkatları, senin kardeşin şuhûd-u kalbiyle, nuru vicdanla gördüğüne tevâfuk ediyor. Yalnız ba’zı cihetlerde noksan kalmıştır ki: Yirmi Dokuzuncu Söz’de tekmil edilmiş. Husûsan âhirdeki remizli nükte ve o remizli nüktenin sırrı beyânında, çok hikakatlar noktada yoktur. Yirmi Dokuzuncu Söz’de vardır. Fakat birbirinden çok uzak bu iki Said’in aklı, kalbi, bu derece ittifakı acîbdir.

Sâlisen: Şeyh Mustafa’ya selâmımı tebliğ ile beraber de ki: Yazdığın “Kader Söz”ü beni çok memnun etti. Duâ ile kardeşlik hakkını edâ ettiğin gibi, bunun yazmasıyla talebelik, hukukunu dahi kazâ ettin. Allah senden râzı olsun. Yazdığını Abdülmecid’e gönderiyorum. O yüzlerce adama okutturacak, herbirisinden sevap sana gelecek.

Râbian: Kardeşimiz Abdülmecid’e bir mektupla ba’zı Sözler’i gönderiyorum. Sen gâyet emniyetli bir tarzda postaya ver, adres: “Ergani-i Osmaniyede esnafdan Vanlı Şehabeddin Efendi vasıtasıyla Vanlı Abdülmecid Efendiye” bu adresi yeni hurufla mektuba ve emanete yazınız.

Hâmisen: Bundan sonraki Hâmisen kısmı Mektûbât’ın Üçüncü Mektubu olarak 15 ci sahifede mevcuttur (bu mektubun sonunda).

Çu Lâ ilâhe illâ hû, beraber mizened herşey, demâdem cuyedent.

Ya hak seraser cûyedent yâ Hay.



Kardeşiniz

Said Nursî


Səs yoxdur