Kastamonu Lahikası | Mektup 55 | 86
(85-86)

Bu zamanda öyle fevkalâde hâkim cereyanlar var ki, herşeyi kendi hesabına aldığı için, faraza hakîki beklenilen ve bir asır sonra gelecek  zât dahi bu zamanda gelse, harekâtını o cereyanlara kaptırmamak için siyaset âlemindeki vaziyetten ferâgat edecek ve hedefini değiştirecek diye tahmin ediyorum.

Hem üç mes’ele var: Biri hayat, biri şeriât, biri îmândır. Hakîkat noktasında en mühimmi ve en a’zamı, îmân mes’elesidir. Fakat şimdiki umumun nazarında ve hal-i âlem ilcaatında en mühim mes’ele, hayat ve şeriât göründüğünden o zât şimdi olsa da, üç mes’eleyi birden umum rûy-i zemînde vaziyetlerini değiştirmek nev’-i beşerdeki cârî olan âdetullaha muvafık gelmediğinden, her halde en a’zam mes’eleyi esâs yapıp, öteki mes’eleleri esâs yapmayacak. Tâ ki îmân hizmeti safvetini umumun nazarında bozmasın ve avamın çabuk iğfal olunabilen akıllarında, o hizmet başka maksadlara âlet olmadığı tahakkuk etsin.

Hem yirmi seneden beri tahribkârane eşedd-i zulüm altında o derece ahlâk bozulmuş ve metânet ve sadâkat kaybolmuş ki, ondan belki yirmiden birisine itimad edilmez. Bu acib hâlâta karşı, çok fevkalâde sebat ve metânet ve sadâkat ve hamiyet-i İslâmiye lâzımdır; yoksa akîm kalır ve zarar verir.

Demek en hâlis ve en selâmetli ve en mühim ve en muvaffakıyetli hizmet, Risâle-i Nur şâkirdlerinin dâireleri içindeki kudsî hizmettir. Her ne ise... Bu mes’ele şimdilik bu kadar yeter.

Umum kardeşlerimize birer birer selâm ve bu eyyâm-ı mübârekede dua ederiz. Ve makbul dualarını, gelecek eyyâm ve leyâli-i mübârekede istiyoruz.

* * *

Dinle
-