Barla Lâhikası | Mektub 11 | 18
(18-18)

Eser, emsâli gibi nurlu ve hikmetlidir. İnşâallah temenni buyurduğunuz vecihle ümmet-i Muhammed’in içtimâî ve pek mühim bir yarasına kat’i devâ olur. Doğrudan doğruya nur-u Kur’ân olan mübârek Sözler’in kasd ve işâret edilmek istenildiğini arzettim ve makam-ı tasdikte şimdiye kadar kendisine birkaç Söz’ü de okudum ve imkân buldukça da okuyacağım. Lâyüadd ve lâyuhsâ niam-ı Sübhâniyesine mazhar olduğum Allah-ı Zülcelâl tebareke ve teâlâ ve tekaddes hazretlerine hamd ve şükürden âciz, isyan ile âlûde iken zât-ı üstadaneleri bizi izn-i Rabbânî ile o mübârek münevver Sözler ile irşad edip zulmetten nura çıkardınız.

Taharri-i hakîkat ile ömür geçirir iken mukadderat bu âsi biçâreyi de beş sene evvel Şah-ı Nakşibend Hazretlerinden Muhammed-ül Küfrevî Hazretlerine doğru açılan tarîk-ı Nakşibendî’ye idhâl eylemişti. Sonra muvakkat bir küsuf neticesi olarak yol kaybolmuş, zulmet ve dikenler içinde kalınmış iken nurlu Sözler’inizle zulmetten nura, girdabdan selâmete, felâketten saâdete çıktım.

ferman buyuruyorsunuz ki: “Îmanı kurtarmak zamanıdır.”


Hulûsî


Səs yoxdur