Barla Lâhikası | Mektub 79 | 86
(86-86)

(Husrev’in bir fıkrasıdır)

Muhterem Efendim, Sevgili Üstadım,

Yirmi Dokuzuncu Mektub’un bir kısmını nasıl bulduğum ferman buyuruluyor. Bu hususta ne yazabilirim, ne gibi bir fikir dermeyân edebilirim? Risâlelerin her birisinin nurları bir; fakat mevzuları ayrı, güzellikleri ayrı, lâtiflikleri ayrı, zevkleri ayrıdır. Bu Risâlenin nuru diğer Risâleler gibi her tarafı parlak, her köşesi güzeldir. Bilhassa ruhlarımızı sızlatan, kalblerimizi ağlatan bu hâl-i müessife dolayısiyle, sevgili Üstadımdan bir şifâ-yı âcil bekliyordum. Bu şifayı Yedinci, Sekizinci, Dokuzuncu Nükteler beklediğim devâyı vermiş ise de, binler maslahat ve faideleri içinde yalnız bir maslahat için bile olmadığı halde tebdil edilen şeâir-i İslâmiyeden ba’zıları, bizi çok me’yus ve müteessir ediyor.

Fakat sevgili Üstadım, zaman takarrüb etmiş olmalı ki; bir taraftan mülhidlerin tecavüzleri ziyâdeleştikçe, diğer taraftan muhterem Üstadımızın, Kur’ân’ın feyzi ile nâil olduğu hakîkat deryasından kükreyip gelen gizli hakâiki izhar etmesi bizim sevincimizi artırmaktadır. Mâdem çiçekleri görmek için baharı beklemek zarureti vardır, biz de ona şiddetle ve sabırsızlıkla intizar etmekteyiz.

Husrev


Səs yoxdur