Barla Lâhikası | Mektub 94 | 101
(101-101)

(Re’fet Bey’in bir fıkrasıdır)

Aziz ve Muhterem Üstadım Efendim!

Son neşrettiğiniz Söz, fakirde çok derin te’sir ve intibalar bıraktı. Onun sâikının ne olduğunu anlayamadım. Zât-ı âlînizi o Söz’de çok hiddetli buldum. Gâyet ateşîn bir kalem, bütün elemlerinizi dökmüştü. İhtiva ettiği hakâika mest ve hayrân olduğum halde, saatlerce okudum. Artık Sözlerinizin hiçbirini diğerine tercih edemiyorum. Zîra, birine mühim derken, diğeri daha mühim ve bir diğeri ehem olarak kendini gösteriyor. Binâenaleyh, envâr-ı Kur’âniyeyi gökteki yıldızlara benzetiyorum. Filhakika yıldızlar parlaklık itibariyle birbirinden farklı ise de, hepsi yıldızdır. Ve aynı menba’dan ahz-ı envâr etmede olduklarından, keyfiyetçe yekdiğerinden farkı yok gibidir. Sözleriniz aynen böyledir. Her birini yüz def’a okusam, yüz birinci def’a hiç okumamış gibi, büyük bir zevk-i ma’nevî ile okumam dahi yüksekliğine şâhiddir. Bu babda ne kadar yazsam Sözler hakkında hiçbir şey yazmış olamayacağımı düşünerek, sözüme nihayet veriyorum.

Re’fet


Səs yoxdur