Barla Lâhikası | Mektub 101 | 108
(108-108)

(Ahmed Galib’in Sözler hakkında bir fıkrasıdır)

Âdem-i ilm-i hakîkattır sözün,

Tercüman-ı kenz ü vahdettir sözün.

Hazret-i Hak’dan atâ-yı mahzdır,

Neş’e-i Şît-i hüviyettir sözün.

Ders-i hikmetten bütün ulvî beyân,

Misl-i İdris, pür-hikmettir sözün.

Mevc-i tûfân-ı dalâletten siper,

Keştî-i Nuh-u selâmettir sözün.

Sarsar-ı ilhaddan inkaz eden,

Şû’le-i Hûd-u hidayettir sözün.

Tezkiyet-bahş-ı kulûb-u mü’minîn,

Sâlih-i dar-ı emanettir sözün.

Vahdetin esrârını ilân eden,

Ol Halil-veş asl-ı millettir sözün.

Bahş-ı zemzem eyler, ehl-i hayratâ,

İsmail-i feyz-i hürmettir sözün.

Mahz-ı tahkiktir, hayâletten a’lâ,

Sırr-ı İshak-ı hakîkattir sözün.

Zümre-i Tagut’u hep berbad eder,

Lût gibi rükn-ü salâbettir sözün.

Hep kelâmullah-ı nâtık şerhidir,

Kenz-i İ’câz-ı Risâlettir sözün.

Din-i Hakkın neşr ü ta’mimi için,

Fazl-ı İsrâil-i kudrettir sözün.

Hak cemâliyle kemâlin gösteren,

Hüsn-ü Yûsuf’tan işârettir sözün.

Yokluk içre, varlığa kaim olan,

Sabr-ı Eyyub-u metânettir sözün.

Mülhid fir’avunları gark eyleyen,

Tûr-u Mûsa-i şeriattir sözün.

Serteser mîzan-ı hikmetle rasîn,

Çün Şuâyb-ı emn ü adalettir sözün.

Ehl-i idlâli eden zîr ü zeber,

Sanki Hârun-u fesâhattır sözün.

Asker-i Câlûd küfrü mahveder,

Savt-ı Dâvud-u hilâfettir sözün.

Mârifet-i takvâ ve hikmet mülküne,

Bir Süleyman-ı emârettir sözün.

Hâsılı dertlilere dermân eder,

Dest-i Lukman-ı hazâkattir sözün.

Ba’sü ba’del mevte kaim hüccetin,

Çûn Üzeyr mazhariyettir sözün.

Söz değil, özdür bütün tibyânınız,

Vech-i Hakka hep işârettir sözün.

Lübb-i lüb ma’rifettir mâ-hasal,

Yüzyüze hakka itâattir sözün.

Ehl-i şevke âb-ı hayat bahşeden,

Hıdr-ı bahreyn-i velâyettir sözün.

Bâr-ı sıkletten ukûlü kurtaran,

Nûr-u İlyas-ı riyazettir sözün.

Kulluğun efdalini izhâr eden,

Zülkifl-i ibâdettir sözün.

Sed çeker kâfir olan ye’cüclere,

Çünkü, Zülkarneyn-i kudrettir sözün.

Sırr-ı tesbihatı telkin eyleyen,

Misl-i Yûnus gavvâs-ı hakîkattır sözün.

Rahmet-i Rahmân’ı hep tezkâr eder,

Hamd-i Zekeriyya-yı rahmettir sözün.

Tâb ile şerh-i kitab-ı Hak eder,

İlm-i Yahyâ-i verasettir sözün.

Mürdeyi ihyâ, körü bîna eder,

Nefha-i İsâ-yı fıtrattır sözün.

Müjde-i peyman-ı kulûb-ü ehl-i hak,

Mâhi-i târik-i fetrettir sözün.

Ahmed’in mi’racını eyler beyân,

Şerh-i ahkâm-ı nübüvvettir sözün.

Hak Teâlâ dâima pür-nûr ede,

Çünkü irfan-ı saâdettir sözün.

Şân-ı Üstadda ne dersen Galiba,

Ez ki, bir îman-ı hayrettir sözün.

Ahmed Galib


Səs yoxdur