Barla Lâhikası | Mektub 102 | 109
(109-109)

(Ahmed Galib’in Sözler hakkındaki arabî fıkrasıdır)

(Ahmed Galib’in Sözler hakkındaki arabî fıkrasının tercümesidir.)

Ma’nevî mücahedeyle, sünneti ihya edip, ikame eden, Şu asrın fesad gününde dini kuvvetlendirip, Hakla yücelten.

*

Dalâlette olanların üzerine ma’nevî kılıncı çektin,

Ki onlar şaşmış, Hak yolundan sapmış ehl-i inâda karşı tektin.

*

Sözlerin, sanki nifaka karşı şimşekler çakan şedid kılınçtı,

Dîninden dönenlere, dalâlette kalanlara keskin bıçaktı.

*

Her tarafa nida ettin, Hakka gelin! Cevap verin! Nura gelin!

Hakîkat yoluna girip, sıdk ve ihlâs ile her an sağlam durun!

*

Hakta nurla giden ehl-i kalb, sana itâatle cevap verdiler,

Muhabbetle dolan kalbler, aşk ve heyecanla coşup titrediler.

*

Evet sen onları gerek gizli, gerek açık Hakka davet ettin,

En uzak beldelerden sana şevkle gelip, o nurlara bend ettin.

*

Hak yolunda gördüler seni, istemediler delillerle isbat,

Çünkü inanmışlar doğruluğuna, sana etmişlerdi itimad.

*

Sözlerinizde gördüler, kalbler aydınlatan zâhir parlak bir nur,

Gün be gün artıyordu, kalblerde nur, yüzlere aksetmişti sürur.

*

Açmıştın Hakka giden çok kapıları, avamdan havasa kadar,

Esmâ ve sıfattan akseden, muhtelif ilimler tâ arşa kadar.

*

Mücâhedenize mükâfaten, Allah size versin hayr-ı kesîr,

Ağlayan gönlünüze, her yerde insin sürur ve safâ-yı kebîr.

*

Korusun kalbinizi Allah, her türlü sıkıntı gam ve kederden,

Korusun Mevlâ eserlerinizi, her türlü ziya ve hederden.

*

Hakîm ismine mazhar Sözler, bulsun hikmet çarşısında itibar,

Asrın karanlığını tard ile nurlandırsın kıyamete kadar.

*

Ey Üstad çekinme, Kur’ân’a çağır, insanları Hakka et dâvet,

Mükâfatı müjdele, kalbleri sevindir, Allah’tandır hidâyet.

Ahmed Galib


Səs yoxdur