Barla Lâhikası | Mektub 195 | 202
(202-202)

(Galib’in Fârisî fıkrası)



(Galib Bey’in Fârisî fıkrasının tercümesi.)

1- Kimim ben? Ben, gönlü kırık, sînesi dertlerle dolu, başında delilik sar-hoşluğu (olan) âciz, güçsüz zavallı biriyim.

—Gerçek dosttan (sevgiliden) ayrı olmanın üzüntüsünden çok gezip dolaştım, (lâkin), benim inleyen gönlüme yol gösterici (rehber) kimse yoktu.

3- Yıllarca ayrılığın eleminden perişandım, ne kafamın dengi bir dost, ne de sükûnet verecek bir (mârifet) kadehi (vardı).

— Günden güne gidişatım daha da çıkmaza giriyordu, (öyle ki), gece gündüz başımdaki cinnet arzusu artıyordu.

—Neticede, (Allah’ın) takdir eli iyiye, doğruya gitmeme hidâyet etti, Allah dostlarının himmeti yüz gösterip imdâda yetişti.

6- Gönlüm pîrin sayesinde huzur buldu, hulâsa onun lûtuf ve inâyetinin saadetine nail olarak emniyete kavuştum.

— Bahtsızlığıma, iyi tâlih imdâda yetişti, biçâre gönlüm onun feyzinden memnun oldu.

— Onun nazarı ile kara toprak yâkuta dönüşürse garipsenmez, (zîra), onun bu nazarı, Hakkın nurudur, efsane ve sihir değildir.

9- Ehl-i Hak zemininde, Allah’ın tecellisinin nurları vardır, geçmiş ve ge-lecek onların nazarlarında bir “nun” un noktası gibidir.

— Geçmişte olanı, gönüllerinde bir kitap gibi okurlar, hâl ve gelecek hepsi aynı şekilde, onların derûnundadır.

— Onların gönülleri, Levh-i mahfuzda (mevcut) âyetlerin aynasıdır, o sebebden “ol” (deyince) “olur” sırrı gönüllerinde gizlidir.

l2-Gördüklerini ve söylediklerini (onlara) Allah öğretiyor, (onlar), Hakk’ın mükemmel ve ölçülü kudreti ve âletidirler.

— İşte Tevrât sahifelerinde Mahmud’un övülmesi ve işte Zebûr sayfala-rında Mesih’in ziyâdesiyle vasfı.

— Hz. Muhammed’in ashâbının vasfı hepsi İncil’dedir, hepsi eşi ve ben-zeri olmayan (Allah’dan gelen) ne güzel görüşlerdir.

15-Bu sırrı, Ehl-i velâyetten her zaman görürsün, gelecekten ve hâlden haber vermişlerdir.

—Celâl-i Rûmî, Gülşenî’nin haberini veriyordu, Şeyh-i Ekber ise, Mısrî’nin haberini verir...

— Ahmed-i Câmî, Ahmed-i Fârukî’den haber veriyor, ben hangisini sayayım, zîra, sayılmayacak kadar çoktur.

18-Herbiri bir haber söylemiş, remz ve işâret vermişlerdir, eskiler, sonra gelenlerden “olacak” diye müjde verdiler.

— Özellikle, Allah adamı Hz. Abdülkadir, Gavs-ı A’zam, “ol” der “olur” dâiresinin kutbu, cihânın geleceğinin haberini vermiş, her ne görmüş ise münâsib bir beyânla söylemiştir.

21-Parlak bir nazımla, “kötülük ve fitneden müridimi koruyan emin bir sığınak olurum” dedi.

— Cengiz ve Hülâgû’nun fitnesinden bahsetmiş, Onun sözünün remzi günümüze kadar bakıyor.

— Bu devrin fitnesinin işâreti, Onun sözlerinden anlaşılıyor. Yakîn ehli, Onun remzinden birçok sır bulmuştur.

24-Bu devrin fitnesi, haddinden fazla olduğundan dolayı, kötülerin şer ve fitneleri Hâmûn (çölünün) Ceyhûn (nehri)’u gibi olmuş.

— İlim ehli, hepsi derin derin düşünüyorlardı, din sâhası Allah dostla-rından bomboştu.

— Feleğin gözü, (böyle) bedbinlik dolu bir kargaşa (ortamı) görmemiş-tir. Fırat nehri akıp durduğu halde, halkın tümü susuz görünüyor.

27-Hiç bir asırda, bu asrın fitnesi mevcut değildi, halkın çoğu asrın (kötü) gidişâtına kapılmıştı.

— Mülhidler gece gündüz fitne çıkarıyorlardı, Mecnûn gülmez, aksine, ağlardı.

— Bu fitne ve şerre karşı Hz. Üstad Saîd, cebhe aldı, saâdete yakın ne mutlu insandır O.

30-Onun elindeki kalem, ucu keskin olmuş kılıç gibidir, Onun kalemi, mülhidler güruhunun hepsini zebûn ve perîşân etmiştir.

— Dînin heybeti, Onun hoş sözlerinden (yeniden) ortaya çıkmıştır. Bu nuru görmeyenin anlayışı kıt olur.

— Üstad’ın kalemi, İlm-i Ledün hakîkatlerini açıklıyordu. Onun açık feyzi, tâ ebede kadar, bütün canlıların göz nurudur.

33-Hz. Gavs, meğer “korkma onu söyle” diye buyurdu, (bu söz) Hz. Üstad hakkındaki metînlerin aslı olur.

— Hz Abdülkadir’in söylediği remz ne güzeldir, sa’d yıldızı görünümün-de olan Said’in yapmış olduğu beyân ne güzeldir.

— Görüp beğendiği şeyi beyân ediyordu. Hakkı beğenen (ve tutan) Onun feyzine fazlası ile teşnedir.

36-Bundan sonra, ben biçâre Gâlib dua ediyorum, benzeri olmayan Hudâ’nın zâtı, Said’den râzı olsun!

— Himmeti yüce, feyzi dâima en yüce olsun! Hz. Hak, Ona kesintisiz bir neş’e versin!

— Felek döndükçe ve bu arz hareket ettikçe, Allah Onun ecrini yüceltsin ve gözü aydın olsun!

Gâlib


Səs yoxdur