Barla Lâhikası | Mektub 214 | 221
(221-221)
YİRMİ İKİNCİ MEKTUB’UN HÂTİME’SİNDEKİ BAHSE BİR ZEYİLDİR.

Gıybet, şu âyetin kat’i hükmüyle nazar-ı Kur’ânda gâyet menfur ve ehl-i gıybet, gâyet fenâ ve alçaktırlar. Gıybetin en fenâ ve en şenî’i ve en zalîmâne kısmı, kazf-ı muhsanât nev’idir. Yâni gözüyle görmüş dört şâhidi gösteremeyen bir insan, bir erkek veya kadın hakkında zinâ isnâd etmek; en şeni’ bir günâh-ı kebâir ve en zalîmâne bir cinâyettir, hayat-ı içtimâîye-i ehl-i îmanı zehirlendirir bir hıyânettir, mes’ud bir ailenin hayatını mahveden bir gadrdir. Evet Sûre-i Nur bu hakîkatı o kadar şiddetle göstermiş ki, vicdan sâhibini titretiyor ve tüylerini ürperttiriyor.

şiddetle ferman ediyor ve diyor ki: Gözüyle görmüş dört şahidi gösteremeyen merdudu’ş-şehâdettir. Ebedî şehâdetlerini kabûl etmeyiniz. Çünkü yalancıdırlar. Acaba böyle kazfe cesaret eden hangi adam var ki, gözüyle görmüş dört şâhidi gösterebilir. Kur’ân-ı Hakîm bu şartı koşturmakla, böyle şeylerde şakk-ı şefe etmeyiniz, bu kapıyı kapayınız demektir.

Said Nursî


Səs yoxdur