Barla Lâhikası | Mektub 248 | 255
(255-255)

Aziz Kardeşim Re’fet Bey!

Senin mektubunu ve kitabını memnuniyetle aldım. Gâyet sevdiğim bir talebem olan Hulûsî Bey’in ruhunu sizde hissettim. Seni yeni değil, Hulûsî gibi eski bir talebe olarak kabul ettim. Talebeliğin hâssası şudur ki, yazılan Sözler’e kendi malı gibi sâhib olmalıdır. Kendisi te’lif etmiş ve yazmış nazarıyla bakıp neşrine ve ehil olanlara iblağına çalışmaktır. Mâşâallah hattın güzeldir. Vakit bulursan bir kısmını yazın. Bir kısmını Husrev gibi ciddî talebeler yazar, onlardan bilâhere alır yazarsınız ve onlarla teşrik-i mesâî edersiniz. Altı senedir Isparta’da ciddî talebelerin çıkmasına muntazırdım, bekliyordum. El-minnetü lillâh, şimdi sizin ile beraber birkaç tane çıkmağa başladı. Çünkü bir talebe, yüz dosta müreccahtır. Sözler nâmındaki envâr-ı Kur’âniye ise, en mühim ibâdet olan ibâdet-i tefekküriye nev’indendir. Şu zamanda en mühim vazife, îmana hizmettir. Îman saadet-i ebediyenin anahtarıdır.


Kardeşiniz

Said Nursî


Səs yoxdur