Barla Lâhikası | Mektub 296 | 303
(303-303)

(Ahmed Nazif’in bir parça mektubundandır...)

Maddî ve ma’nevî borcumuz olan hizmetleri îfâdan kendimizi çek-mek, hissizlik ve bîgânelik fıtratımızda ve yaradılışımızda yoktur ki kala-lım. Mâdem Cenâb-ı Hâlık-ı Rahîm bizleri insan yaratmıştır. İnsanlığın emrettiği vezaifin binde birini dahi îfâ edemediğimiz halde büsbütün nasıl bîgâne kalalım.

Bu hususta mâzur görmenizle beraber, azimkâr ve cefakâr ve feda-kâr ve hadsiz mütehammil, garîb ve kudsî ve aziz bir misafirimiz olan çok kıymetli Üstadımızın biz âsi ve günahkârların kalblerini nurlarla doldur-duğu halde, mukabil borcumuzu, ma’nevîyata uzanamadığımızdan ancak değersiz ve kıymetsiz olan maddiyatla ödeyebiliriz zannıyla teselli bulmak-tayız. Af buyurunuz Üstadım.. Dellâl-ı Kur’ân’ın nidalarını işiten hangi Müslüman vardır ki, kulaklarını tıkasın. Hâşâ.. sümme hâşâ!

Nurlarınızın şuâ’ı gözlerimizi kamaştırıyor. Kalblerimizi bütün sa-fiyetiyle Allah’a, Kur’ân’a, ve Resûl-i Mücteba’ya (A.S.M.) ve o iki cihan serverinin aziz vârislerine bağlıyor ve bağlamıştır. Bu bağ öyle bir bağ ki; inâyet-i Hak’la hiç bir maddiyyunun ve hiç bir mülhid ve fırak-ı dâllenin değil, dünya kâfirlerinin bütün kuvvetleri bir araya gelse, bu kudsî râbıta-i kalbiye bağını koparamaz.

Zât-ı fâzılanelerince lüzum görülüp, îcab etmeden hiç bir zaman mektub yazmak zahmetlerini ihtiyar etmenize râzı olamam. Bu hu-susta gücenmek şöyle dursun, kıymetli Üstadımın kudsî vazifelerinin îfasına mâni teşkil eden işgali, en büyük hata ve hürmetsizlik saya-rım.

Ahmed Nazif Çelebi


Səs yoxdur