Kastamonu Lahikası | Mektup 43 | 68
(67-68)

günahkâr ve bütün geçmiş ömrü isyanla dolu bu âdi şahsiyetîmin öyle yüksek ve mukaddes bir hey’etin mübârek iki uzvu tarafından hüsn-ü kabul görülerek iltifatlarına mazhar ve kıymetli mesâi ve hizmet-i kudsiyelerine tevafukla, pek cüz’î ve değersiz hizmetimize iştirak ederek benimsemek ve kabul etmek yüksekliğinde bulunmaları, Risâle-i Nur’un kudsî kerâmetiyle Cenâb-ı Rabb-ı İzzet’in nihayetsiz eltâf-ı Sübhaniyesinden büyük bir lütf-u Rabbânî bulunduğunu şükranla arzeder ve bu kıymetli kardeşlerimizin hizmet-i kudsiyelerinin denizden bir katre mesabesindeki ve çok hatalı ve kıymetsiz ve cüz’î olan hizmetimizin âsâr-ı fiiliyesi olarak, bugün bendenizi lâyıkı bulunmadığım halde, âciz ve cahil ve günahkâr şahsiyetîm böyle yüksek ve yetişilmesi muhal olan Ashab-ı Resulullah (Rıdvanullahi aleyhim ecmaîn) Hazerâtının şahsiyet-i ma’neviyesinin küçük bir cilvesinin gölgesini temsil eden Mübârekler Hey’etinin iki azasının yüksek

iltifatlarına mazhar etmiştir ki; bendenizi bu kudsî mazhariyete eriştiren Risâle-i Nur delâletiyle Kadir-i Mutlak ve Hâlık-ı Zülcelâl’e, Risâle-i Nur’un hurûfâtı ve mevcûdatın mikdarınca hamd ü sena eder ve bu güzide ve kıymetdar Mübârekler Hey’etinin herbir azalarına ve bütün kardeşlerimize ayrı ayrı ihtiramla minnet ve şükranlarımı arzederim.

                                                                                               Talebeniz ve hizmetkârınız
                                                                                                               Ahmed Nazif

* * *
Dinle
-