Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Denizli Lâhikası Mektup 13 | 12
(12-12)
(13)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Sizin sebat ve metanetiniz, masonların ve münafıkların bütün plânlarını akîm bırakıyor.

Evet kardeşlerim, saklamağa lüzum yok. O zındıklar, Risâle-i Nur’u ve Şâkirdlerini tarikata ve bilhassa Nakşî takikatı’na kıyas edip, o ehl-i tarikatı mağlûb ettikleri plânlar ile bizleri çürütmek ve dağıtmak fikriyle bu hücumu yaptılar.

Evvelâ: Ürkütmek ve korkutmak ve o mesleğin sû-i isti’malâtını göstermek.

Ve sâniyen: O mesleğin erkânlarının ve müntesibinin kusuratlarını teşhir etmek.

Ve sâlisen: Maddiyûn felsefesinin ve medeniyetinin câzibedar sefahet ve uyutucu lezzetli zehirleriyle ifsad etmek ile mabeynlerinde tesanüdü kırmak ve üstadlarını ihânetlerle çürütmek ve mesleklerini fennin, felsefenin ba’zı düstûrlariyle nazarlarından sukût ettirmekdir ki, Nakşîlere ve ehl-i tarikata karşı isti’mal ettikleri aynı silâh ile bizlere hücum ettiler, fakat aldandılar. Çünkü; Risâle-i Nur’un meslek-i esası; ihlâs-ı tam ve terk-i enaniyet ve zahmetlerde rahmeti ve elemlerde bâki lezzetleri hissedip aramak ve fâni ayn-ı lezzet-i sefihânede, elîm elemleri göstermek ve îmanın, bu dünyada dahi hadsiz lezzetlere medâr olmasını ve hiçbir felsefenin eli yetişmediği noktaları ve hakîkatları ders vermek olduğundan, onların plânlarını inşâallah tam akîm bırakacak ve meslek-i Risâle-i Nur ise tarikatlara kıyas edilmez diye onları susturacak.

Bir Lâtife:

Bu sabah, yanımdaki jandarma koğuşundan biri beni çağırdı, pencereye çıktım. Dedi: “Bizim kapımız kendi kendine kapandı, ne yapıyoruz açılmıyor.” Ben de dedim: “Size işârettir ki; nöbetdar olduğunuz ve üstlerinden kapı kapattığınız adamlar içinde sizin gibi ma’sûmlar var. Hattâ on seneden beri görmediğim bir kardeşimle bir dakika görüşmek bahânesiyle bana ihânet ve başka bahâne ile dış kapımızın ikincisini dahi kapadılar. Onun cezası olarak, sizin kapınız dahi kapandı.”

Said Nursî


* * *
Ses Yok