Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 370 | 454
(454-455)

Râbian: Nur kahramanı Husrev’in, ben Emirdağı’nda iken bana yazdığı umum mektublarından mühim parçalarını, hususan benim yazdığım mektubların hülâsalarını hâvi kısımlarını bir defterde yazmıştım. Fakat ben hapiste iken birisi hoşuna gitmiş, almış; kayboldu. Şimdi tekrar eski mektublarından kırk kadar bende var. Onları inşâallah ben işâret edeceğim; burada yazdıramazsam size göndereceğim. Bir defterde cem’edilerek belki ehemmiyetine binaen teksir edilecek.

Hâmisen: Sözler mecmûasından onbeş tanesini Ankara’ya gönderdim. Çok faide vermiş. Oradaki Nurcular kahramancasına ihtiyat perdesi altında çalışıyorlar.

Sâdisen: Sizde bulunmayan ve Husrev’in istediği Mektubat’ı tashih ettim. Birisiyle göndereceğim. Bu def’a Yirmi Dördüncü Mektub’u çok kıymetli, çok ince, çok derin ayn-ı hakîkat gördüm.

Umuma binler selâm.



Said Nursî


* * *

(370)

Aziz, Sıddık ve Mübârek Kardeşlerim!

Evvelâ: Kardeşimiz İnebolu Husrev’i Nazif Çelebi bana yazıyor ki: “Hizb-i Nuriye ve Salâvatın neşrini bitirdikten sonra ne münasib ise neşredeceğim” diye soruyor. Bence sizin tensibinizle Hastalar ve İhtiyarlar Lem’aları ve Onyedinci Mektub olan çocukların kısacık ta’ziyenamesi ve Yirmibirinci Mektub -İhtiyarlara hizmet hakkındaki kısa mektubun- neşri münasibdir. Fakat Medreset-üz-Zehra’nın erkânı hangi cümle ve hangi fıkra münasib görürlerse kaldırabilirler ve ıslah edebilirler. Ve daha kısa başka münasib risâleler varsa ilâve edebilirler.” Bu meâlde kahraman Nazif’e çabuk cevab gönderiniz. Hakîkaten, o kardeşimizin Cevşen-ül Kebir’i ve Hizb-i Nuriye’yi Salâvat ile beraber neşri, Nurculara ve ehl-i îmana büyük bir hizmettir. Cenâb-ı Hak herbir harfine mukabil ona ve yardımcılarına bin sevab ihsan etsin, âmin.

Sâniyen: Yeni ehl-i hükümet yavaş yavaş anlıyor ki, hakîki kuvvet Kur’ân’dadır. Ve İslâmiyet uhuvveti ile ve îmanın hakâiki ile tahribatçı düşmanlara karşı dayanabilirler. Evet bir tahripçi, yirmi tamirciyi telâşa düşürür ve ba’zan mağlub edebilir.

Ses Yok