Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 328 | 413
(413-413)
(328)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvelâ: Leyle-i Mi’racınızı tebrik ve içinde ettiğiniz duaların makbûliyetini rahmet-i İlâhîyeden niyaz ederiz. Ve bu havalide Mi’rac gecesinden bir gün evvel ve bir gün sonra müstesna bir sûrette rahmetin yağması işârettir ki, bu vatanda bir umumî rahmet tecellî edecek, inşâallah.

Sâniyen: Van’daki eski talebelerimle ziyâde alâkadar ve merak ettiğim ve bugünlerde Kastamonu’nun Süleyman Rüşdü’sü olan Çaycı Emin, Van’da bulunup, o eski mübârek talebelerimin ellerine Nurların yetişmesine çalışması ve o mübârek eski kardeşlerimin hayatta olduklarını bilmediğim ve merak ettiğim ki, beraber onların hayatta ve Nurlara müştak olduklarını mektubla haber vermesi, beni çok ziyâde memnun eyledi. Ve çok ferahlı bir hüzün ve hazin bir eski hâtıra-i sürur verdi. Ben buradan oraya muhabere edemediğim için, benim bedelime Safranbolu kahramanları muhabere etse iyi olur.

Sâlisen: Otuz senedenberi siyaseti bırakıp, havadislerini merak etmediğim halde, mu’cizatlı Kur’ânımızı iki buçuk sene müsadere edip bize vermemekle beraber, dünyada emsali vuku bulmamış bir tarzda Afyon Mahkemesi bizi tâzib ve kitablarımızın neşrine mâni olmak cihetiyle ziyâde beni incitti. Ben de beş on günde iki üç def’a siyaset dünyasına baktım. Acîb bir hal gördüm. Müdafaatımda dediğim gibi, istibdâd-ı mutlak ve rüşvet-i mutlaka ile hareket eden bir cereyan-ı zındıka masonluk, komünistlik hesabına bizi böyle işkencelerle ezmeğe çalışmış. Şimdi o kuvveti kıracak başka bir cereyan bu vatanda tezahüre başladığını gördüm. Fazla bakmak mesleğimce iznim olmadığından daha bakmadım.


Hasta kardeşiniz
Said Nursî


* * *
Ses Yok