Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 45 | 120
(120-120)

Bu âhirde pek ziyâde, ahaliyi, me’murlar benimle görüşmekten ürkütmek cihetiyle anladım ki, hakkımda haddimden fazla ve lâyık olmadığım teveccüh-ü âmmeyi kırmak için imiş. Ben de size bunu kat’iyen beyân edip ve has kardeşlerime mahremce yazdığım mektublarda teveccüh-ü ammeyi kat’iyen -mesleğimize ve ihlâsımıza muhalif olduğu için- şahsıma kabul etmiyorum ve reddediyorum. Ve o hususta, çok has kardeşlerimin de hatırlarını kırmışım. Yalnız Kur’ân-ı Hakîmin hakîkatını emsalsiz bir sûrette tefsir eden Risâle-i Nur’un kıymetini gösteren eski zatların gaybî haberlerini kabul edip yazmışım. Ve kendim; âdi bir hizmetkâr olduğumu isbat etmişim. Farz-ı muhal olarak bu teveccüh-ü âmmeye taraftar olsam da, asayiş lehinde hizmet edecek ve sizin gibi asayiş me’murlarına faidesi dokunacak.

Mâdem ölüm öldürülmüyor; hayattan çok ziyâde ehemmiyetli bir mes’eledir. Yüzde doksanı bu hayatın selâmetine çalışıyorlar, biz Risâle-i Nur şâkirdleri de, herkesin başına muhakkak gelecek olan ölümün dehşetli hücumuna karşı mücadele ediyoruz. Hadsiz şükür olsun ki, şimdiye kadar o ölüm idam-ı ebedîsini, yüz binler adam hakkında terhis tezkeresine Risâle-i Nur ile çevirdiğine yüz binler şahid gösterebiliriz. Bu hakîkat noktasını sizin gibi vatanperver, milliyet perverler bizi teşviklerle alkışlaması lâzım gelirken, evhamlarla ittiham altına alıp tarassudlarla ta’ciz etmek, ne kadar insaftan ve hamiyetten uzak olduğunu insafınıza havale ediyorum.

Gayr-ı Resmî ve
Haps-i Münferide
SAİD NURSÎ

* * *

(45)

AFYON EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNE!

Ben, sizin insaniyet ve vicdanınıza itimaden, mahrem işlerimi size beyân ediyorum. Hem vazife itibariyle siz, bizimle pek çok alâkadarsınız. Çünkü Risâle-i Nur’un asayiş noktasında yirmi senedenberi yüz bin şakirdinden hiç bir vukuat olmadığı gibi; pek çok zabıta me’murlarının itiraflariyle ve bir şey aleyhimizde kaydetmemeleriyle, bunu isbat eder. Buraya, Ankara emniyet-i umûmîye müdürü geldiğini bir çocuktan işittim. Her halde benim halimi soracak diye, bir şey kaleme aldım ki, rahatsızlığım münâsebetiyle ona konuşmak yerinde takdim edeyim. Birden gittiğini işittim. Size leffen onu gönderiyorum; münasib görseniz, bera-yı ma’lûmat ona gönderirsiniz.

Dinle
-