Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 354 | 439
(439-439)

hem Eskişehir, hem Denizli Mahkemesi’nden bütün dosyaları Afyon Mahkemesi ma’nasız toplamak ve af kanununun çıkmasiyle ve mahkemelerin beraat vermesiyle o mübârek eserleri o dosyalar içerisine karıştırarak çürütmek için mahzene atmak ve üç seneden beri bizi aldatan ba’zı eşhasa Nurların işlerini bırakmamak lâzım geliyor.

Başbakan ve Adliye Bakanına, bu gâyet mühim mes’eleyi nazar-ı dikkatlerine arzediyoruz.(Hâşiye)

Said Nursî


* * *

(354)


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Benim Abdurrahmanım ve küçücük bir Husrev nâmını alan Ceylan, vazifesini iki üç yerde tam yaptı, geldi. Şimdi daha büyük bir vazife için Ankara’ya Sungur gibi bir vekilim olarak gönderiyorum.

Sâniyen: Ba’zı zâtların mektublarını bera-yı malûmat size gönderdim.

Sâlisen: Benim Sözler mecmûasından ve İnebolu’dan gelen yeni harf Tarihçe-i Hayat ve eski harf Cevşen’den bana gönderilecek nüshaların mukabili size ne kadar borcum olabilir, bildiriniz.


Kardeşiniz
Said Nursî


* * *

Hâşiye: Acib bir hâdise, adâlet ve dinden hariç zâlîmane nümunelerden birisi de; üç seneden beri müsadere ettikleri Kur’ânımızı çok def’a istediğimiz halde vermedikleri ve iki bin sekiz yüz altı Lâfza-i Celâl altunla yazılı, gözle görünen mu’cize-i Kur’âniyeyi gösteren o mübârek Kur’ânımızı bize vermediler. Şimdi avukat diyor ki: “Bir istida Diyânet Reîsine yazınız ki, iade edilsin.” Bunun gibi yüzler nümuneler var ki, sırf bir garazla ve ecnebi parmağiyle aleyhimize işler dönüyor. Bizi ve âlem-i İslâmı pek sevindiren Demokratlar dikkat etsinler. Nurları ve Nurcuları bu işkencelerden kurtarsınlar.

Nur talebeleri nâmına
Said Nursî

Ses Yok