Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 98 | 194
(194-195)
(98)

(DAHİLİYE VEKİLİ HİLMİ URAN BEYE MERHUM SALİH YEŞİL TARAFINDAN YAZILAN MEKTUBUN SÛRETİ.)

Yazıları yanlış telâkki ve tefsirlere uğratılmakla senelerdenberi çenber içinde yaşatılan; ve sâfi, samimî bir insan ve müslümanlıktan başka hiçbir maksadı bulunmayan Bediüzzaman “Molla Said” nam ma’sûmun, ya bulunduğu yerde veya Ankaraya nakl ile orada hayat ve huzurunun muhafazası için sırf insaniyet nâmına yazılmış olan bu mahrem ricanameyi bizzat okumak nezaketinde bulunur ve genç zamanında yaptığı, unutulan hizmetlerine mükâfaten ihtiyar halinde bu adamı serbest bir ölüm hayatına kavuşturmak lütfü diriğ buyurmazsanız, zat-ı keremkârlarına en büyük hürmetlerimi sunar, minnettarınız olurum.

Molla Said kimdir?

El’an Afyon’un Emirdağı kazasında ikamete me’mur olan Molla Said, doğumundan itibaren Türk kardeşleri arasında yaşamış, Türk seciyesiyle perverde olmuş. Umûmî Harbde Kafkasın karlı dağlarında kahraman askerlerimiz arasında gönüllü alay kumandanı olarak mücahede ve irşad için dolaşıp büyük bir harb madalyası almış, Sarıkamış taarruzunda, Bitlisin sukutunda yaralı olduğu halde esir olup senelerce Rus garnizonlarında çile çekmiş, firar edip İstanbul’a gelerek ilmî kudretine binaen Dâr-ül-Hikmet-ül-İslâmiye azalığında bulunmuş, Kuvvâ-yı Milliye ihdasında halkı mücahedeye teşvik etmiş; Büyük Millet Meclisinin ilk senesinde Ankara’ya gelerek Hacı Bayram misafirhânesinde birçok mütereddid kimselere vatanın müdafaası lüzumunu anlatmak hizmetinde bulunmuş olan, bu hakîki vatanperver insanın, evvelce ibadete, îmana, itikada müteallik yazdığı ve yazagelmekte olduğu eserleri, din ve dindarları sevmiyen ba’zı kimselerin, husûsiyle dahiliye vekâletinde bulunmuş olan menfaatperest Şükrü Kaya’nın mezheb ve rejimine uygun gelmemekle, asılsız isnad ve uydurma raporlarla bu zavallı adam, yirmi küsur senedenberi hapis ve nefiy cezalariyle perişan edilmiş ve iki sene evvelisi yine o yazıları bahânesiyle Kastamonudaki çilehânesinden kollarına kelepçe vurularak kendisine selâm vermiş olan altmış altı adamla Deniz’li Cezaevine sevk ve on bir ay kadar hapsedildikten sonra, muzır telâkki edilen o eserleri,

Ses Yok