Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 65 | 145
(145-145)

Hem îman-ı tahkikînin bir mertebesi de “aynelyakîn” derecesidir ki; pek çok mertebeleri var. Belki, esmâ-i İlâhîye adedince tezahür dereceleri var. Bütün kâinatı bir Kur’ân gibi okuyabilecek derecesine gelir.

Bir mertebesi de “hakkelyakîndir.” Onun da çok mertebeleri var. Böyle îmanlı zatlara şübehat orduları hücum etse, bir halt edemez. Ve İlm-i Kelâmın binler cild kitabları, akla ve mantığa istinâden te’lif edilip, yalnız o mârifet-i îmaniyenin bürhanlı ve akli bir yolunu göstermişler. Ve ehl-i hakîkatın yüzer kitapları keşfe ve zevke istinâden o marifet-i îmaniyeyi daha başka bir cihette izhar etmişler. Fakat Kur’ânın mu’cizekâr cadde-i Kübrâsı, gösterdiği hakâik-i îmaniye ve marifet-i kudsiye, o ulema ve evliyanın pek çok fevkinde bir kuvvet ve yüksekliktedir.

İşte Risâle-i Nur bu cami ve küllî ve yüksek cadde-i saadeti ve mi’rac-ı marifeti tefsir edip, bin senedenberi Kur’ân aleyhine ve İslâmiyet ve insaniyet zararına ve adem âlemleri hesabına tahribatçı küllî cereyanlara karşı, Kur’ân ve îman nâmına mukabele ediyor, müdafaa ediyor. Elbette hadsiz tahşidata ihtiyacı var ki, o hadsiz düşmanlara karşı dayanıp ehl-i îmanın îmanını muhafazasına Kur’ân nuriyle vesile olsun. Hadîs-i Şerifte vardır ki, “Bir adamın seninle îmana gelmesi, sahra dolusu kırmızı koyunlardan daha hayırlıdır.” “Ba’zan bir saat tefekkür, bir sene ibadetten hayırlı olur.” Hattâ Nakşîlerin hafi zikre verdiği büyük ehemmiyet, bu nevi tefekküre yetişmek içindir.

Umum kardeşlerime birer birer selâm ve dua ediyoruz. Kusura bakmayınız, acele yazıldı; siz tashih ve ıslah ediniz.

* * *

(65)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

“İhlâs” ve mektubların sûretlerinin hafiyeler tarafından alınması, sizi müteessir etmesin. Zaten o mektubları ve “İhlâs” ve İhbar-ı Aleviyeyi onlara okutmak, Risâle-i Nur hesabına ve fütuhatına lâzım idi. Hem bu hadise zamanında İstanbul’da bolşevizm aleyhindeki nümayiş hadisesi, Risâle-i Nur’a karşı perde altında hücum eden iki kuvvet birbirine vaziyet almağa başladığı cihetle, Risâle-i Nur fütuhatına büyük bir vesiledir. Muvakkat bize karşı bazı ilişmeler olsa da, hiç ehemmiyeti yok.

Ses Yok