Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 287 - 288 - 289 | 382
(382-382)
(287)


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Ben şimdi Celcelûtiye’yi okurken,


cümlesinde Risâle-i Kader’e işâret eden ve yirmi altıncı mertebede,



sûresi kader sözüyle münâsebeti nedir? Kalbime gelmesi ânında ihtâr edildi... o sûrenin başını okurken gördüm ki,



âyeti bütün kalemlerin ve tastir ve kitapların aslı, esâsı, ezelî me’hazı ve sermedî üstadı kaderin kalemi ve Nur ve ilm-i ezelînin nuruna işâret eden kelimesidir.

Demek


Zerrât Risâlesi’ne işâreti gibi kuvvetli bir münâsebetle, kelimesi Risâle-i Kader’e kuvvetli işâretle bakar.


Said Nursî


* * *

(288)

12.10.1948


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Eski zamanda memleketimde medrese talebeleri Arefe gününde bin İhlâs-ı Şerifi okuyup, bir hatme-i İhlâsiye ile hacıların sevablarına ve duâlarına hissedar olmağa çalışıyordular. Ben iki gündür okuyorum.

Said Nursî


* * *

(289)


Aziz, Sıddık, Sarsılmaz Kardeşlerim!

Evvelâ:


sırrınca mes’elemizin te’hirinde hayır var.

Kalbim ve Nurların serbestiyeti öyle istiyordu. Siz hem birbirinizi teselli, hem kuvve-i ma’nevîyeyi takviye, hem tatlı sohbetle müzâkere-i ilmiye, hem Nurların yazması ve mütâlâalariyle bu geçici zahmetin noktasını siler rahmet yapmağa, bu fâni saatleri bâki saatlere çevirmeğe muvaffak olursunuz inşâallah.

Ses Yok