Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 176 | 273
(273-273)

ve mâdem Hindistan bu hükümetten iki milyon liralık Kur’ân-ı Kerîm istedi; ve mâdem “Zülfikâr” ve “Asâ-yı Musa” eczalarını iki sene üç mahkemeniz ve feylesof âlimleriniz onları tedkik ettikten sonra ittifakla beraatımıza karar verip bu kitabları takdir ve tahsin etmişler; ve mâdem bu iki kitab, Kur’ânın iki keskin kılıncı ve iki parlak hüccetleridir ve en muannidleri de teslime mecbûr ediyorlar; ve mâdem bu iki eser, dehşetli ve tahribci anarşistliği yetiştiren, şimalden gelen dinsizlik cereyanına karşı tam mukabele edebilir bir kuvvette olduklarına binler ehl-i tahkik ve ehl-i fen şehadet ediyorlar; ve mâdem şimdiki hükümet Kur’ân mekteblerini açıyor ve mekteblere dinî dersler vermeğe emir etmiş; elbette bize karşı bu muamele, emsalsiz ve keyfî bir zulüm ve vatana ve millete ve asayişe ve hürriyet-i vicdana bir cinayettir. Biz istemiyoruz ki dünya siyaseti bize bulaşsın. Yoksa, haberiniz olsun ki; biz hakkımızı tam müdafaa edebiliriz. Bizi mecbûr etmeyiniz...

Umumunuza binler selâm.

Benim için münasib bir vakitte cildlendirdiğiniz “Asâ-yı Musa”dan gönderirsiniz. Husrev’in, vazifesini tam yaptıktan sonra gelen bu maddî zararın hiç ehemmiyeti yok. “Zülfikâr”lar tam intişar etti, “Asâ-yı Musa” da az zayiat olmakla beraber İnşâallah ma’nevî pek çok menfaati olacak. Yalnız Nurcular sebat ve tesanüdlerini muhafaza edip telâş etmesinler, şevkleri kırılmasın.

* * *

(176)

Aziz Sıddık Kardeşlerim!

Mâdem Isparta Nur dershânesi hükmüne geçmiş; ve şimdiye kadar her yerden ziyâde oranın hükümeti ve zabıtası müsamahakâr belki dost nazariyle Nurculara bakmış; ziyâde incitmemiş; biz dahi Isparta’nın mübârekiyeti hesabına onların bu hadisede ilişmelerinden gücenmiyoruz ve bir cihette onları da tebrik ediyoruz ki; Nurun eczalarını vazifece tedkik etmeğe ve okumağa ve istifade etmeğe muvaffak oluyorlar. Zaten onların hakkıdır. En evvel onlar okusunlar. Îmanı kuvvetli bir zabıta veya adliye me’murunun, on adam kadar millete ve vatana faidesi olabilir. Onun için maddi zayiatımız, bu ma’nevî faideye nisbeten hiç ehemmiyeti yok. Münasib gelse, benim tarafımdan da emniyet müdürü ve müddei umûmîye selâm edip deyiniz ki: “Ben onlara beddua değil, bilâkis dua ediyorum ki: Ya Rabbi! Onlara îman-ı kâmil ve hüsn-ü hatime ver ve Nurlardan müstefid yap.”

* * *
Ses Yok