Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 164 | 260
(260-260)

Bu istida, yirmi senedenberi hiç müracaat etmediğim halde, bir hiddet zamanında bir def’a olsun beni tazib eden Dahiliye Vekili Hilmiye hitaben yazılmış, bera-yı malûmat Afyon Emniyet Müdürüne gönderilmiş. Ma’nasız, lüzumsuz dört beş def’a bana sıkıntı verdiler. Senin yazın böyle değil, kim sana böyle yazmış? diye resmen beni karakola çağırdılar. Ben de dedim: Böylelere müracaat edilmez, yirmi sene sükûtum haklı imiş. Ey Emirdağ hükümeti ve zabıtası! Bu hasbıhali bir sene evvel yazmıştım. Fakat vermedim, sakladım. Şimdi, beş cihetle kanunsuz, beni husûsi ikametgâhımda bir iki hizmetçiden men’ ve müdahale etmeleri.. gibi dünyada emsalsiz bir tarzda beni istibdad-ı mutlak altına alıyorlar. Kanun nâmına kanunsuzluk edenleri, insafa gelmek fikriyle izhar ediyorum.


* * *

(164)

(DAHİLİYE VEKİLİ İLE HASBIHALDEN BİR PARÇADIR)

Hiç bir tarihde ve zemin yüzünde emsali vuku bulmayan bir zulme ve on vecihle kanunsuz bir gadre ve tazyike hedef olmuşum. Şöyleki:

Hem şiddetli su-i kasd eseri olarak zehirlenmeden hasta; hem gâyet zaif, yetmiş bir yaşında ihtiyar; hem kimsesiz, acınacak bir gurbette; hem palto ve fanilâ ve papucunu satmakla maişetini temin eden fakîr-ül-hal; hem yirmi beş sene münzevi olmasından binden ancak tam sâdık bir adam ile görüşebilen bir merdum-giriz, mütevahhiş; hem yirmi sene hayatını ve eserlerini üç mahkeme ve Ankara ehl-i vukufu inceden inceye tetkikden sonra bil’ittifak beraatına; ve eserleri, vatana ve millete zararsız olarak menfaatli olmasına karar verilmiş bir ma’sûm; hem eski Harb-i Umûmîde ehemmiyetli hizmet etmiş bir evlâd-ı vatan; hem şimdi bu milleti, bu vatanı anarşilikten ve ecnebi ifsadlarından kurtarmak için meydandaki te’sirli âsariyle bütün kuvvetiyle çalışan bir hamiyetperver; ve mahkemede yetmiş şâhidle isbat edildiği gibi, yirmi beş senede bir gazeteyi okumayan, merak etmiyen ve yedi sene Harb-i Umûmîye bakmıyan, sormıyan, bilmiyen; ve eserlerinde, kuvvetli delillerle bütün bütün alâkasını kestiğini isbat eden ve dünyanıza karışmadığını adliyeleriniz resmen itiraf ettiği bir zararsız adam; hem âhiretine ve ihlâsına zarar gelmemek için şiddetle teveccüh-ü âmmeden kaçan ve kardeşlerinin onun hakkındaki hüsn-ü zanlarından ve medihlerinden çekinen beğenmiyen bu biçâre Said; başda Dahiliye Vekili olan sen, Afyon Valisini ve Emirdağ Zabıtasını musallat edip her gün bir ay haps-i münferid azabını çektirmek ve tecrid-i mutlak içinde tek başiyle bir haps-i münferidde durmağa mecbûr etmek, hangi maslahatınız iktiza eder.. Hangi kanun bu dehşetli gadre müsaade eder? diye, hukuk-u umûmîyeyi muhafaza eden adliyenin yüksek dâiresi vasıtasiyle Dahiliye Vekiline beyân ediyorum.

Zulmen bütün hukuk-u medeniyeden ve insaniyeden ve yaşamak hakkından mahrum edilen

SAİD NURSİ

Ses Yok