Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 314 - 315 | 400
(400-400)
(314)


Aziz Sıddık Kardeşlerim!

İki saat zarfında iki acib ve lâtif, zâhiren küçük, hakîkaten ehemmiyetli iki hâdiseyi size yazmak ihtarı aldım.

Birincisi: Nur’un iki namzed talebesine Rehber’den Leyle-i Kadir’de ihtar edilen mes’eleyi okudum. Âhirinde, “Beş-on senede medrese hocalarının tahsil derecelerini, Nur Şâkirdleri on haftada kazanır.” Dediğim aynı dakikada kalbe geldi ki: Eski Said’in, on beş yaşında iken, medrese usûlünce on beş senede okunan ilmi on beş haftada okumağa inâyet-i İlâhîyye ile muvaffak olması gibi, rahmet-i Rabbânîye ile Risâle-i Nur dahi, ilm-i hakîkatta ve îmaniyede on beş seneye mukabil -bu medresesiz zamanda - on beş hafta kâfi geldiğini, bu on beş senede belki on beş bin adam kendi tecrübeleriyle tasdik ediyorlar.

İkincisi: Aynı saatte, ağır penceremiz âdeta sebepsiz kablarım ve şişelerim ve yemeklerim üzerine düştü. Biz tahmin ettik ki, hem camlar, hem bütün şişe ve bardaklarım kırıldılar ve içlerindeki taamlar zâyi’ oldular. Halbuki, hârika olarak hiçbir kırık ve zâyiat olmadı. Yalnız bana hediye gelen pişirdiğim et döküldü. Fakat Nur’un namzed yeni talebelerine kısmet olduğu, benim de hediye kabul etmemek olan kaidemi muhafaza ve birinci hâdiseye hârikalığıyla tasdik edip imza bastı.

Said Nursî


* * *

(315)


Kardeşlerim!

Bütün bütün kanunsuz olarak bizim temyiz evrak ve lâyihalarımız daha temyize gönderilmemiş. Bizim üç muktedir avukatlarımız, mümkün olduğu kadar pek çabuk evrakımızın mahkeme-i temyize gönderilmesine herhalde bir çare bulsunlar. Yoksa on bir ay bahânelerle tevkifimizi uzatmak ve beni mahkemede konuşturmamak ve on bir ay tecrid-i mutlakda soğuk sıkıntılarla tâzib etmekle hakîkat-ı adâletin kabul etmediği bir garazı ihsas ettiğinden, bizim mahkememizi başka bir vilâyetin mahkemesine nakletmek için hem avukatlarımız, hem sizler bütün kuvvetinizle çalışmak lâzım ve elzemdir.

Said Nursî


* * *
Ses Yok