Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 75 | 166
(166-166)

O bedbaht ehl-i ihanet, dindarlık cihetiyle, ehl-i din ve ehl-i ulûm-u diniyenin hürmetini kırmak, dine bir ihanet olduğu cihetinde; rûhani ve melâikelerin ve ehl-i îman ve ehl-i hakîkatın nazarında mel’un olduğu gibi; binden ancak bir iki serserinin veya zındığın aferinini kazanırlar. O bedbahtlar bana hakaret etmekle, güya Risâle-i Nur’un nüfuzunu kırıyor. Şahsımı menba’ zannedip beni çürütmekle, Risâle-i Nur sukut edecek diye ahmakane bir zan ile şahsıma tecavüz oluyor.

Ben de derim: Ey bana dinsizlik hesabına ihanet ve hakaret eden bedbahtlar! Kat’iyyen size haber veriyorum; yakında -tevbe etmemek şartiyle- hiç çare-i halas yok ki, ecel celladiyle sen, idam-ı ebedî ile ölüm darağaciyle asılacaksın; şeraretli ruhun dahi ebedi bir haps-i münferidde mahkûm olmakla beraber; ehl-i îman ve ruhanilerin nefret ve lânetini kazanacaksın. Tevbe etmemek şartiyle, benim intikamım senden pek muzaaf bir sûrette alınıyor bildiğimden hiddet değil, hattâ sana acıyorum.

Amma, Risâle-i Nur’un, senin gibi sinekler kadar ehemmiyeti olmıyanın perde çekmesi, zerre kadar nüfuzunu kıramaz. Yüz binler adam onunla îmanlarını kurtardıkları için, ruh u canla hürmet ve perestiş ederler. Amma şahsımın te’siri ise kat’iyyen size haber veriyorum ki; bir iki dakika asabiyetle bir teessüratıma mukabil, birden öyle bir teselli buluyorum ki, bin derece sizlerin hakaret ve ihaneti ziyâdeleşse o teselliyi kıramaz. Çünkü Risâle-i Nur’un keşf-i kat’isiyle, dinsizlik hesabına bize hücum eden, ebedî azablar ve haps-i münferidde idam-ı ebedî ile ihanet gördükleri gibi; Risâle-i Nur’la îmanını kurtaran şâkirdleri, ölümle terhis tezkeresi ve saadet-i ebediye vesikasını alıp, ebedî bir hürmet ve merhamet ve ikrama mazhar olacaklarını, feylesofları susturan binler hüccetleri beyân etmişiz.

Hem bu Yeni Said, Eski Said gibi kendine hürmet ve teveccüh kazanmak ve şan ü şeref bulmak; kat’iyyen aleyhindedir, kat’iyyen kabul etmez. Onun için, yirmi senedir inzivayı tercih etmiş.

Eğer asayiş ve idare hesabına nüfuzunu kırmak ve umumun nazarında çürütmek için yapıyorsanız, pek büyük bir hata ediyorsunuz. İki sene üç mahkeme, yirmi senelik hayatımın yüz yirmi eserinde, yüz yirmi bin Risâle-i Nur şâkirdlerinden mucib-i ihtilâl ve medâr-ı mes’uliyet ve vatan ve millet aleyhinde hiçbir şey bulmadıklarına, beraatımıza ve Risâle-i Nur eczalarının bütününü iade etmeleriyle gösterdiği cihetle, kat’iyyen size beyân ediyorum ki; dinsizlik hesabına bizi ezen sizler, vatan ve millet, asayiş ve idare aleyhinde ve anarşilik lehinde ve müthiş bir ecnebi hesabına beni sıkıştırıp, bir sarsıntı çıkarıp o cereyanın müdahalesini istiyorsunuz. Onun için, bütün ihanet ve hakaretlerinize beş para vermem.

Ses Yok