Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 73 | 164
(164-164)
(73)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Gâyet ehemmiyetli bir mes’eleyi -bundan evvel size icmalen beyân ettiğim mes’eleyi- tekrar size söylememe kuvvetli ma’nevî bir ihtar aldım. Şöyle ki:

Perde altındaki düşmanımız münafıklar, şimdiye kadar yaptıkları gibi, adliyeyi, siyaset-i idareyi, zâhirî dinsizliğe âlet edip, bize hücumları akîm kaldığı; ve Risâle-i Nur’un fütuhatına menfaati olan eski plânlarını bırakıp, daha münafıkane; ve şeytanı da hayrette bırakacak bir plân çevirdikleri, buralarda emareleri göründü. O plânların en mühim bir esası; has, sebatkâr kardeşlerimizi soğutmak, fütur vermek, mümkün ise Risâle-i Nur’dan vazgeçirmektir. Bu noktada o kadar acib yalanları, desiseleri isti’mal ediyorlar ki, Isparta ve havalisi, gül ve nur fabrikasının kahraman şâkirdleri gibi çelik ve demir gibi bir sebat ve sadakat ve metanet lâzım ki dayanabilsin. Ba’zı da dost sûretinde hulûl edip korkutmak; mümkünse, habbeyi kubbe edip evham veriyorlar. “Aman, aman Said’e yanaşmayınız, hükümet takib ediyor” diye zaifleri vazgeçiriyorlar. Hattâ ba’zı genç talebeleri, hevesatlarını tahrik için, ba’zı genç kızları musallat ediyorlar. Hatta Risâle-i Nur erkânlarına karşı da, benim şahsımın kusuratını, çürüklüğünü gösterip; zâhiren dindar ehl-i bid’adan ba’zı şöhretli zatları gösterip. “Biz de müslümanız, Din yalnız Said’in mesleğine mahsus değil.” deyip, bize karşı perde altında cephe alan zındıklara ve anarşilik hesabına o safdil ehl-i diyanet ve hocaları âlet edip isti’mal ediyorlar. İnşâallah bunların bu plânları da akîm kalacak.

Böyle heriflere karşı dersiniz: “Biz, Risâle-i Nur’un şâkirdleriyiz. Said de bizim gibi bir şâkirddir. Risâle-i Nur’un menbaı, mâdeni, esası da Kur’ândır. Yirmi senedir emsalsiz tedkikat ve takibatla beraber, kıymetini ve galebesini en muannid düşmana da isbat etmiştir. Onun tercümanı ve bir hizmetkârı olan Said ne halde olursa olsun, hattâ Said de Risâle-i Nur’un aleyhine dönse, bizim sadakatımızı ve alâkamızı inşâallah sarsmayacak.” deyip, o kapıyı kaparsınız. Fakat mümkün olduğu kadar Risâle-i Nur’la meşgul olmak, elinden gelirse yazmak ve mübalağalı propagandalara hiç ehemmiyet vermemek ve eskisi gibi tam ihtiyat etmek gerektir.

Umum kardeşlerimize birer birer selâm ve dua ediyoruz.


Said Nursi

* * *

Ses Yok