Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 66 | 146
(146-146)

Çünkü, bolşevizmin müslümanlar içinde anarşilik mahiyetinde küfr-ü mutlak ve fikr-i tabiatla yerleştirilmesine mukabil, ancak ve ancak Risâle-i Nur’un fevkalâde kuvvetli hakîkatları çıkabilmesinden, milliyetperver ve vatan-perver ve siyasetçiler ve dindarlar, Risâle-i Nur’un arkasına girmeğe ve onunla barışmağa ve onunla siper almağa bir yol açılıyor nazariyle bakıyoruz.

* * *

(66)

Afyon Emniyet Müdürlüğü’ne!

Zatınızı tanımadan bir def’a gördüğüm vakit insaflı ve adaletli gördüğümden, herkesten evvel, alâkadar olduğum bir hakîkatı size beyân ediyorum. O hakîkatı alâkadar makamata vazifeniz itibariyle bildirmeyi, size bırakıyorum. O hakîkat da şudur:

Benim şimdiki vaziyetim, tarihte emsali yoktur. Herşeyden tecrid-i mutlak içinde, herkesten hattâ camideki cemaat adamlarından ve temastan memnu’ olduğum halde; ihtiyarlık, hastalık, yoksulluk içinde birden kalbime geldi ki: Mâdem ben de bu vatanın bir evlâdıyım, bu vatanın saadetine hizmet etmek benim için farzdır. Maddî cihette elimden hiçbir şey gelmiyor. Yalnız Kur’ândan anladığım ve kaleme aldığım “Meyve Risâlesi” ile “Hüccet-ül Baliğa’yı” yeni hurufla tab’etmek için bazı kardeşlerime izin verdim. O iki risâleyi iki seneye yakın alâkadar Ankara makâmatı ve ehl-i vukufu, hem Denizli Mahkemesi tedkikten sonra mucib-i mes’uliyet hiçbir şey bulamayarak bize resmen teslim ettiler. Hem cevab gönderdim ki; sansüre ve büyük muharrirlere göstersinler, sonra tab’etsinler. Hem tab’dan sonra resmen hükümetin on iki makamatına vermek bir usûldür. Sonra da “İhlâs Risâlesi” ile “İktisad Risâlesi’ni” de o iki risâlenin âhirine ilhak edip yeni hurufla tab’edilsin. Kat’iyen size beyân ediyorum ki benim maksadım, bunun tab’ında, bu mübârek milleti ve vatanı ma’nevî ve maddî anarşilikten muhafaza etmek ve asayiş ve inzibata ma’nevî yardım etmek ve anarşiliği uyandıran hârici bir cereyanın istilâsına ma’nevî sed çekmek ve Âlem-i İslâmın bize karşı itiraz ve ittihamını izaleye ve eski muhabbet ve uhuvvetini celbetmeye çalışmaktır. Fakat maatteessüf ben dünya ile alâkadar olmadığımdan ve ehl-i idare ile de görüşmediğimden ve dünya halini bilmediğimden ve kanunsuz ilişmek belâsına ma’rûz kaldığımdan, eskidenberi perde altında bana husumet eden bazı insanlar, fırsat bulup zabıtayı, ya adliyeyi evhamlandırıyorlar.

Ses Yok