Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 17 | 82
(82-82)

Umum kardeşlerime birer birer selâm ve dua eder ve dualarını bu mübârek şuhur-u selâsede isterim. Ve dâire-i nuriyede kesretli bulunan mâsumların ve elleri boş dönmeyen mübârek ihtiyarların mâsumane dualarını bütün ruhumla arzu eden 
Said Nursi

* * *

(17)

Aziz Kardeşlerim!

Size iki puslayı Leyle-i Reğaibden altı saat evvel yazdım. “Hizb-ün Nuri” ve kâğıd ile teslimden sonra, kat’iyyen benim kanaatımda bir nevi Mu’cize-i Ahmediye olarak, iki aydan beri mütemadiyen kuraklık ve yağmursuzluk, her tarafda dâima namazlardan sonra, pek çok duaların akim kaldığı ve herkes me’yusiyetten derd-i maişet endişesiyle kalben ağlarken, birden Leyle-i Reğaib -bütün ömrümde hiç mislini işitmediğim ve başkalar da işitmediği- üç saatte yüz def’a, belki fazla tekrar ile melek-i ra’dın yüksek ve şiddetli tesbihatiyle öyle bir rahmet yağdı ki; en muannide dahi Leyle-i Reğaibin kudsiyetini ve Hazret-i Risâletin bir derece, bir cihette âlem-i şehadete teşrifinin umum kâinatça ve bütün asırlarda nazar-ı ehemmiyette ve Rahmeten lilâlemîn olduğunu isbat etti. Ve kâinat o geceyi alkışlıyor diye gösterdi. Acaba, dualarımızda Isparta, bu memleketle beraberdi, bu yağmurda hissesi var mı? merak ediyorum. Şimdiye kadar çok emarelerle Risâle-i Nur bir vesile-i rahmet olmasından, bu rahmet îma eder ki, her halde ehemmiyetli bir fütuhatı perde altında vardır ve belki serbestiyetine bir işârettir. Hem burada “Lem’alar”ın verdiği iştiyak cihetiyle yazıcıların çoğalması, inşâallah bir nevi makbul dua hükmüne geçti.

* * *
Ses Yok