Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 285 - 286 | 381
(381-381)
(285)


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Ehl-i vukufun insafsızca ve hatâlı ve haksız tenkidleri, vehhâbîlik damariyle İmâm-ı Ali’nin (Radıyallahü Anhu) Nurlarla ciddî alâkasını ve takdîrini çekemeyerek ve geçen sene zemzem suyunu döktüren ve bu sene haccı men’eden evhâmın te’siri altında o yanlış ve hasudâne itirazları “Beşinci Şuâ”a etmişler. Bu sırada, böyle evhamlı ve telâşlı bir zamanda, bizim için en selâmetli yer hapistir. İnşâallah Nurlar, hem kendimizin, hem kendilerinin serbestiyetini kazandıracaklar. Mâdem emsalsiz bir tarzda, çok ağır şerâit altında, pekçok muârızlar karşısında bu derece Nurlar kendilerini okutturuyorlar. Talebelerini hapiste çeşit çeşit sûretlerde çalıştırıyor, perişâniyetlerine inâyet-i İlâhîyye ile meydan vermiyorlar; biz bu dereceye kanâat edip şekvâ yerinde şükretmekle mükellefiz. Benim bütün şiddetli sıkıntılara karşı tahammülüm bu kanâattan geliyor. Vazife-i İlâhîyeye karışmam.

Said Nursî


* * *

(286)


Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Bu iki nüshanın biri benimdir, biri müdüründür. Başta benim hattımla yazısı bulunan nüshaya göre müdürün nüshasını tashih ediniz. Ben bu def’a Âyetü’l- Kübrâ’yı mütâlaa ederken, İkinci Makamı’nı -âhire kadar- ve âhirdeki ma’nevî muhavereyi pekçok ehemmiyetli gördüm ve çok istifâde ettim. Sizin istifâdeniz için biri okusun, biri dinlesin. Tashihle beraber muattal kalmasınlar, ikişer kardeşlerimiz mütâlâa etsinler.

Saniyen: Bana ait Onuncu Söz ve buradaki mektuplar defteri ve sâire zâyi olmasın ve muattal kalmasın. Ben nezâretini Ceylân’a bırakmıştım.

Said Nursî


* * *
Ses Yok