Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 353 | 437
(437-438)
(353)


(Mahkeme-i Kübrâ’ya Şekvâ ve Müdâfaatın bir hâşiyesidir.)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Bu meâlde adâletperver Demokratlara istida yazabilirsiniz. Hastayım; siz nasıl münasib ise öyle yapınız. Avukatımızdan, bir gün evvel aldığımız mektubda, “Kitablarımızın suç mevzuu olan ve olmayanlarını tefrik etmeye çalışıyorlar.” diye haber verdi. Şimdiye kadar yaptıkları gibi yine hiçbir kanuna uymayan bir tarzda, binler kelime içinde bir risâlede bir tek kelimeyi bahane edip suç mevzuu yapmak, o risâleyi vermemek sûretiyle Nurların intişarına garazkârane mâni olmak fikriyle..

Hem kararnamelerini Mahkeme-i Temyizce bütün bütün bozan o kararnamede suç mevzuu gösterdikleri, bizim aleyhimizde olmadığı halde müddeiumûmînin iddianamesine karşı hata-savab cedvelinde seksenbir hatasını ve garazkârlığını kat’i isbat ettiğimiz halde, şimdi aynı garazkârlıkla dörtyüz sahife Zülfikâr Risâlesi’ni; birkaç satır tesettür ve irsiyet hakkındaki yüzbin tefsirin aynı ma’nayı söylediklerine binaen otuz-kırk sene evvel yazılan cümlelerini suç mevzuu yapıp o mecmûa-yı azîmeyi müsadere edip bize vermemek, dünyada hangi kanun buna müsaade eder?

Hem Afyon Mahkemesi’ndeki eserler -tekrarat-ı Kur’âniye ve melekler hakkındaki iki parçacık müstesna olarak- bütün eserler iki sene ellerinde kalarak hem Denizli, hem Ankara Ağır Ceza Mahkemesi beraatine karar vererek, içinde suç mevzuu bulamadıkları ve bize iade etmeğe karar verdikleri ve aynı eserler Isparta Hükümeti’nin bir vakit müsadere ile tamamen eline geçtiği halde, tamamiyle sâhiblerine iade ettikleri ve sonra da Zülfikâr’la Asâ-yı Musa’yı ruhsatsız eski yazı ile neşir bahanesiyle dört seneden beri müsadere edip aynen hiçbiri zâyi’ olmadan 170 aded mecmûada bir suç mevzuu bulamadıkları için bizlere tamamen iade ettikleri ve bizim en mühim suçumuz olarak gösterdikleri eski partinin bir kısım şeflerine hakîkat nâmına itirazımızın yüz misli ziyâde şimdiki dinî mecmûalar,

Ses Yok