Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 254 - 255 | 363
(363-363)
(254)

Aziz, Sıddık Muhlis Kardeşlerim!

Bizler imkân dâiresinde bütün kuvvetimizle Lem’a-i İhlâsın düstûrlarını ve hakîki ihlâsın sırrını mâbeynimizde ve birbirimize karşı isti’mal etmek, vücub derecesine gelmiş. Kat’i haber aldım ki, üç aydan beri buradaki has kardeşleri birbirine karşı meşreb veya fikir ihtilâfiyle bir soğukluk vermek için üç adam tâyin edilmiş. Hem metin Nurcuları usandırmakla sarsmak ve nazik ve tahammülsüzleri evhamlandırmak ve hizmet-i Nuriyeden vazgeçirmek için sebebsiz mahkememizi uzatıyorlar. Sakın sakın!. Şimdiye kadar mâbeyninizdeki fedakârâne uhuvvet ve samimâne muhabbet sarsılmasın. Bir zerre kadar olsa bile, bize büyük zarar olur. Çünkü pek az bir sarsıntı, Denizli’de (.......) gibi hocaları yabanileştirdi. Bizler birbirimize −lüzum olsa− ruhumuzu feda etmeğe, hizmet-i Kur’âniye ve îmaniyemiz iktizâ ettiği halde, sıkıntıdan veya başka şeylerden gelen titizlikle hakîki fedakârlar birbirine karşı küsmeğe değil, belki kemâl-i mahviyet ve tevazu ve teslimiyetle kusuru kendine alır, muhabbetini, samimiyetini ziyâdeleştirmeğe çalışır. Yoksa habbe kubbe olup tâmir edilmeyecek bir zarar verebilir. Sizin ferâsetinize havâle edip kısa kesiyorum.

Said Nursî


* * *

(255)

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Ehemmiyetli bir ma’nevî ihtara binaen size şimdilik bir iki vazife-i Nuriye var ki, bütün kuvvetinizle bu üçüncü “Medrese-i Yusufiye”de musîbetzede biçâre mahpuslar içinde ikilik ve garazkârane tarafgirlik düşmemek için Nur dersleriyle çalışmaktır. Çünkü, ihtilâftan ve garaz ve kin ve inaddan istifâdeye çalışan perde altında dehşetli müfsidler var. Mâdem bu hapis arkadaşlarımız, çoğu lüzum olsa vatanına ve milletine ve ahbabına fedakârâne ruhunu feda ettiren kahramanlık damarını taşıyorlar. Elbette o civanmerdler, inadını ve garazını ve adâvetini, milletin selâmeti ve bu hapis istirahatı ve perde altında anarşiliğe çabalayan bolşevizmi aşılayanların ifsadlarından kurtulmak için, hiç menfaatı bulunmayan ve bu fırtınalı zamanda zararı çok olan adâvetini ve inadını feda etmeleri lâzımdır. Yoksa bu zamanda, -baruta ateş atmak gibi- hem yüz biçâre mahpuslara, hem Nur’un ma’sûm talebelerine, hem bu Afyon memleketine; ehemmiyetli zahmetlere, sarsıntılara, belki memlekete giren ecnebi komitesi parmaklarının ilişmesine bir vesile olur.

Ses Yok