Denizli ve Emirdağ Lahikaları I -II | Mektup 181 | 277
(277-277)

Birden hissiyata da, damarlara da sirayet eden îman nuru o itiraza karşı gösterdi ki; mâdem toprak bu kadar cemâl ve rahmet ve hayat ve zinetlere maddî cihetinde mazhar olmasından hadsiz bir rahmetin perdesidir ve içine giren hiçbir şey başı boş kalmıyor.. Elbette bütün bu zâhirî ve maddi zinetlerin ve güzelliklerin ve hüsün ve cemâl ve rahmet ve hayatın ma’nevî merkezlerinin ve bir kısım tezgâhlarının fa’al bir nevi, toprak perdesinin altında ve arkasındadır; elbette bu himayetli annemiz olan toprak altına girmek ve kucağına sığınmak ve o hakîki ve dâimi ve ma’nevî çiçekleri seyretmek, daha ziyâde sevilir ve iştiyaka lâyıktır.. diye o kör hissiyatın ve dünyaperest nefsin itirazını tamamiyle izale ve defetti.


dünya-perest nefsime de dedirtti.


* * *

(181)

Aziz Ma’sûm Evlâtlarım!

Kur’ânı öğrenmek için ders almağa çalışıyorsunuz. Sizin bildiğiniz yeni harfde noksanlar olduğu için, mümkün oldukça yeni harfden okunmamak lâzım gelir.

Hem, Kur’ânı okumanın faidesi, yalnız hâfız olmak ve dünyada onunla bir makam kazanmak, bir maaş almak değil; belki herbir harfi, hiç olmazsa on hayrından ta yüze, ta binlere kadar Cennet meyvelerini, âhiret faidelerini vermesini düşünüp ve ebedî hayatın rahatını ve saadetini te’min etmek niyetiyle okumak lâzımdır.

Evet, mekteblerde, dünya maişeti, ya rütbeleri için fenleri ders okumak, bu kısacık dünyevî hayatta derecesi, faidesi bir ise ebedî hayatta Kur’ân ve Kur’ânın kudsi kelimelerini ve nurlu ve îmani ma’nalarını öğrenmek binler derece daha kıymetlidir. Onlar şişe hükmünde, bunlar elmas hükmündedir.

Hem, peder ve validenize hakîki ve faideli evlâdlar olabilirsiniz. Siz, mâdem ma’sûmsunuz.. daha günahınız yok; böyle kudsi bir niyetle okusanız, sizleri Risâle-i Nur’un ma’sûm şâkirdleri içinde kabul edip, umum şâkirdlerin dualarına hissedar olursunuz ve nurlu ve mübârek talebeler olursunuz.

Hem üstadınızı, hem sizi, hem peder ve validelerinizi, hem memleketinizi tebrik ediyorum.

* * *
Ses Yok